Urla’nın Yelaltı Mahallesi’nde, 3242 ada, 7 parselde yer alan Gömülü Duvar Çeşmesi, 75. Yıl Cumhuriyet Caddesi ile Argın Sokak’ın kesişiminde, avlulu kargir bir evin duvarına yerleştirilmiş durumda. Bu çeşme, zaman içinde büyük ölçüde görünmeyen bir yapıya dönüşse de, geçmişi hakkında bilgi edinmek isteyenler için önemli bir ipucu sunuyor. Çeşmenin müstakil tapu kaydı bulunmamaktadır, ancak mahalle sakinleri arasında yapılan görüşmelerde, çeşmenin eskiden aktif bir şekilde akan bir su kaynağı olarak kullanıldığı, ancak şimdi yalnızca kitabe ve yalak taşının var olduğu belirtiliyor.
Kitabe ne yazıyor?
Çeşmenin duvarında bulunan kitabe, oldukça temiz ve iyi korunmuş bir durumda. Kitabe üzerindeki Osmanlıca yazı, çeşmenin tarihini ve anlamını daha iyi kavrayabilmemize olanak tanıyor. Kitabede şu ifadeler yer alıyor:
“Maşaallah / Sahibü’l-hayrat ve’l-hasenat / Aynen fîhâ tusemmâ selsebîlâ / Sene 1292.”
Bu yazı, çeşmenin 1292 (1875/1876) yılında yapıldığını belirtiyor ve Osmanlı dönemindeki hayrat geleneğini yansıtıyor. Hayrat, toplum yararına yapılan hizmetleri ifade eder. Kitabe aynı zamanda, "selsebil" kelimesiyle su kaynağını tanımlar; "İnsan Suresi 18. Ayet"ten alıntı yapılarak, şarıl şarıl akan, her yana giden suyun kutsallığına vurgu yapılmıştır. Bu detay, çeşmenin suyun ve hayır işlerinin simgesi olduğunu ortaya koyuyor.
Çeşmenin dikkat çeken özelliği
Çeşmenin yalak kısmı, dışarıdan bakıldığında devşirme malzeme olarak kullanılan bir lahit taşından yapılmış gibi görünmektedir. Bu taş, çeşmenin yapımında kullanılan malzemenin farklı bir geçmişe sahip olduğunu gösteriyor. Kaldırım seviyesinde bulunan yalak kısmı, çeşmenin sadece ön yüzüyle görülebilirken, suyun aktığı alan eski bir zamanın izlerini taşımaktadır.
Çeşmenin önemi
Gömülü Duvar Çeşmesi, kim tarafından yaptırıldığı bilinmeyen ancak Osmanlı dönemine ait olan bir yapı olarak Urla'nın kültürel mirasında önemli bir yer tutuyor. Çeşme, 1875 yılına tarihlenen Osmanlıca kitabe sayesinde, dönemin hayrat ve hayır kurumlarının sosyal yapıya olan etkisini yansıtıyor. Mahalleli tarafından hatırlanmayan, ancak kitabesiyle varlığını sürdüren bu çeşme, Urla’nın tarihi dokusunun önemli bir parçası olarak günümüze kadar gelmiştir.