Deprem gerçeğiyle yaşayan Türkiye’de yapı güvenliği ve denetimi konuları önem kazandı. Uzmanlar ise deprem riskinin yüksek olduğu İzmir’de, yapı güvenliğinin yalnızca betonarme sistemle değil, doğru zemin mühendisliğiyle mümkün olduğunu dile getirdi. Tanyer Yapı Zemin Grubu Koordinatörü İnşaat Mühendisi Batuhan Tozburun, sağlam bir bina inşa etmek için ilk adımın zemin iyileştirmesi olduğunu vurgulayarak, “Zemin mühendisliğinde yapılacak yatırımlar, hem yapının uzun ömürlü olmasını sağlıyor hem de projenin ekonomik değerini artırıyor” dedi.
“Sağlam zemin olmazsa bina büyük risk altında kalıyor”
Her inşaat projesinin zemin yapısının farklılık gösterdiğini ve bu alanda uzman ve teknik altyapıya sahip firmalarla çalışmanın önemine dikkat çeken Tozburun, “Zemin iyileştirmeleri, projenin toplam maliyetinin yüzde 20 ila 30’unu oluşturuyor. Ancak bu çalışmalar gerektiği gibi yapılmazsa, milyonlarca liralık bir bina büyük risk altında kalıyor. Oysa sağlam zemin, kalan yüzde 70’lik yapısal yatırımın da güvencesi oluyor” diye konuştu.
“Zemin iyileştirmesi binanın değerini artırıyor”
Tozburun, profesyonel yapı firmalarının zemin mühendisliğine öncelik verdiğini ifade ederek, “Zemin iyileştirmeleri, sadece binanın sağlamlığını değil aynı zamanda projenin piyasa değerini de artırır. Depreme karşı dayanıklılık sağlanırken uzun vadeli yatırım avantajı da sunulur” dedi.
“İzmir’de zemin kontrolü hayati önem taşıyor”
İzmir’in aktif fay hatları üzerinde yer aldığını hatırlatan Tozburun, “Konut satın alırken sadece bina estetiğine değil zemin yapısına da dikkat edilmesi gerekli. Deprem riski göz önüne alındığında zemin durumu kontrol edilmeden yapılan her yatırım, büyük risk taşıyor” dedi.