Dünyada her şey çok hızlı değişiyor, fakat bu hızı en çok yapay zeka alanında hissediyoruz. Gelişen teknolojiler ve bu teknolojilerin hayatımıza olan etkisi artık fark edilemeyecek kadar büyük bir hızda gerçekleşiyor. Şöyle bir düşünün; daha 20-30 yıl önce bilgisayarı sadece yazı yazmak ya da basit oyunlar oynamak için kullanıyorduk. Bugün ise, öğrenen, hatta bazen bizden bile daha yaratıcı olabilen yapay zekalarla içiçeyiz. Ne diyelim, bilgisayarlar sadece "Solitaire" oynadığı günleri geride bıraktık!

İşte bu yazıda, yapay zekanın zaman çizelgesindeki önemli kilometre taşlarına birlikte bir göz atacağız. Ama bunu yaparken aklımızda tutmamız gereken şey şu: Biz de bu hızlı gelişmeye ayak uydurabiliriz, şayet bir yerden başlamaya karar verirsek. Sonuçta, her maraton bir ilk adımla başlar, değil mi?

Yapay Zekaya Giden Yol

Yapay zekanın hikayesi, aslında çok daha eskiye dayanıyor. 1950'lerde Alan Turing, "Makineler düşünürebilir mi?" diye sorduğunda belki de kimse bu sorunun bugün bu kadar çok şey ifade edeceğini tahmin etmiyordu. Turing Testi ile bir makinenin insan gibi düşünüp düşünemeyeceği sorgulandı ve bu, yapay zekanın ilk büyük adımı oldu. Turing belki de geleceği görmüştü, ama kim bilebilirdi ki bugün telefonumuz bile bazen bizden akıllı olacak!

1956'da yapay zekanın resmen bir bilim dalı olarak kabul edilmesiyle birlikte, çok farklı alanlarda çalışmalar yapıldı. Bu dönemde geliştirilen "Perceptron" adı verilen ilk yapay sinir ağları, bugün köklü bir yer edinmiş olan derin öğrenme tekniklerinin temellerini attı. O dönemki bilgisayarların hali düşünülünce, "Perceptron" gerçekten de o dönemin kahramanıydı.

Ancak bu heyecan verici başlangıçların ardından, 1970'lerde bir duraklama dönemi yaşandı. "Yapay Zeka Kışı" olarak adlandırılan bu dönemde, gelişmeler beklenen kadar hızlı ilerlemeyince araştırma fonları azaltıldı ve çok sayıda proje rafa kaldırıldı. Yani, biraz soğuk bir dönemdi ama sonuçta her kışın ardından bahar gelir, değil mi?

Yapay Zeka Yeniden Doğuyor

Ama bu duraklama çok uzun sürmedi. 1997'de IBM'in Deep Blue bilgisayarı, satranç dünyasının efsane ismi Garry Kasparov'u yendiğinde, yapay zeka yeniden gündemin en tepesine oturdu. Ardından Watson, AlphaGo, ve son olarak da GPT-3 gibi modeller geldi. Bu modeller, öğrenme kapasitesi ve karmaşık problemleri çözme yetenekleriyle insanların yapabildiklerini aşmaya başladı. Deep Blue, Kasparov'u yendiğinde hepimiz "Vay be, bilgisayarlar satranç da oynayabiliyor muymuş?" demiştik.

Özellikle 2020'lerin başında GPU teknolojilerinin gelişimiyle birlikte derin öğrenme algoritmaları büyük veri setleri üzerinde çok daha verimli çalışabilir hale geldi. Bu da yapay zekanın evriminde yeni bir dönemin kapısını araladı. Evet, bu evrimde bilgisayarlar sadece oyun değil, hayatın her alanında "level atlıyor".

Bugün ve Yarın: Yapay Zeka Hayatımızda

Son yıllarda, yapay zekanın günlük hayatımıza nasıl girdiğini fark etmemek mümkün değil. OpenAI'nin çıkardığı ChatGPT modeli, iki ay içinde 100 milyon aktif kullanıcıya ulaşarak tarihin en hızlı büyüyen tüketici uygulaması oldu. Bu teknoloji, artık sadece teknoloji devlerinin kullanabileceği bir şey değil; bireyler ve küçük işletmeler de bu teknolojiyi kullanarak fayda sağlayabiliyor. Kısacası, yapay zeka "sadece büyük oyuncuların oyuncağı" olmaktan çıktı, artık herkesin elinde!

Elbette bu gelişmeler beraberinde bazı tartışmaları da getiriyor. Özellikle telif hakları ve etik konuları, yapay zekanın üretim alanında sorgulanıyor. Ancak şunu görmezden gelemeyiz: Yapay zeka, iş dünyasından sağlık hizmetlerine kadar geniş bir yelpazede değişim yaratıyor. Bir gün belki de yapay zeka bizim için ev ödevimizi bile yapacak... Tabii öğretmen bunu fark etmezse!

Biz neredeyiz?

Peki biz neredeyiz? Yapay zeka yarışında bazen geride kaldığımızı hissediyoruz. Ama bu, şimdiye kadar başlamadık diye daha fazla gecikmemiz gerektiği anlamına gelmez. Tam tersine, şimdi başlamak için en doğru zaman. Yapay zeka teknolojilerini anlamak, kullanmak ve geliştirmek için ilk adımı atmalıyız. Çünkü her büyük değişim küçük bir adımla başlar; önemli olan, o adımı atmaktan korkmamak.

İster bir birey olun ister bir işletme sahibi, yapay zeka hakkında temel bilgiye sahip olmak ve bu bilgiyi hayatınıza entegre etmek, gelecekte rekabetçi kalmanın anahtarı olabilir. Sonuçta, hıza yetişemesek bile, bu yolculukta yer almak için bir yerden başlamak her zaman mümkün. Unutmayın, "Zamanında başlamış olsaydık şimdiye kadar bitirmiştik" demek yerine, şimdi başlayarak geleceğe hazır olabiliriz!

Kaynakça

1. Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi. Yapay Zeka Zaman Çizelgesi. https://turkiye.ai/kaynaklar/yapay-zeka-zaman-cizelgesi/

2. Horvitz, E., & Mitchell, T. M. (2024). Scientific Progress in Artificial Intelligence: History, Status, and Futures. National Academies.

Digital Cowboys

Ekin Yağmur Uygur Şahintürk

[email protected]