İZMİR

Aliağa Gryneion Antik Kenti: Apollon Mabedi ve tarihçesi

İzmir Aliağa'da yer alan Gryneion Antik Kenti, Apollon Mabedi ile tanınmakta olup, tarihi geçmişi M.Ö. 5. yüzyıla kadar uzanmaktadır.

Abone Ol

İzmir'in Aliağa ilçesinde bulunan Gryneion Antik Kenti, tarih boyunca önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Özellikle Apollon Mabedi ile ünlü olan bu antik kent, tarihsel süreç içinde birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır.

Tarihi gelişmeleri

Gryneion’un kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Strabon, Batı Anadolu’daki Apollon mabetlerinin en ünlüsünün burada bulunduğunu ifade etmektedir. Gryneion’un tarihi ilk kez M.Ö. 5. yüzyılda, Atina Deniz Birliği’nin bir üyesi olarak kaydedilmiştir. İlk dönemlerde birliğe vergi olarak gelirinin 1/6'sını talent olarak ödeyen Gryneion, sonraki yıllarda bu vergiyi 1/3’e çıkarmıştır.

M.Ö. 5. yüzyılın sonlarına gelindiğinde, Peloponnessos Savaşları sırasında Sparta’ya yenilen Atina, Anadolu'daki hakimiyetini Perslere kaybetmiştir. Bu durum Gryneion’un, Pers Satrabına yılda 50 talent vergi ödemeye başlamasıyla sonuçlanmıştır. Perslerin bölgedeki hakimiyeti M.Ö. 335 yılına kadar sürmüştür.

İskender'in seferi

İskender, Anadolu seferine çıkmadan önce Makedonyalı komutanı Parmeion’u Gryneion’a göndermiştir. Parmeion, ani bir baskınla kenti ele geçirip, Gryneion’u yakıp yıkmış ve halkını esir almıştır. Bu olay, Gryneion’un bağımsızlığının sona ermesiyle sonuçlanmış ve Helenistik dönemde Myrina’ya bağlanmıştır.

Roma dönemi ve sonrası

Gryneion, bu dönemde yalnızca Apollon’un kutsal alanı ile anılmaya başlanmıştır. Roma döneminde ise antik kent iyice sönükleşmiş ve Myrina’ya bağlı bir tapınak yeri haline gelmiştir. Günümüzde, kehanet yeri olarak bilinen Apollon tapınağı ile anılmaktadır.

Gryneion Antik Kenti, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile önemli bir yerleşim alanıdır. Apollon Mabedi'nin bulunduğu bu antik kent, geçmişteki medeniyetlerin izlerini taşımakta ve ziyaretçilerine tarihi bir yolculuk sunmaktadır. Aliağa’da yer alan bu değerli miras, koruma altına alınarak gelecek nesillere aktarılması gereken önemli bir alan olarak öne çıkmaktadır.