Romeo ve Juliet hakkında şaşırtan gerçekler: Bildiğiniz aşk hikayesi aslında başkasına mı ait? Romeo ve Juliet hakkında şaşırtan gerçekler: Bildiğiniz aşk hikayesi aslında başkasına mı ait?

Türk müziğinde iz bırakan halk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu'nun vefatının üzerinden 52 yıl geçti.

Aşıklık geleneğinin önemli temsilcilerinden biri olan ve soyu Horasan Türkmenlerine dayanan Aşık Veysel, kaleme aldığı "Uzun İnce Bir Yoldayım", "Dostlar Beni Hatırlasın", "Güzelliğin On Par Etmez", "Atatürk'e Ağıt", "Beni Hor Görme", "Beş Günlük Dünya", "Derdimi Dökersem Derin Dereye", "Kahpe Felek" ve "Kara Toprak" adlı eserleri Türk müziğine miras bıraktı. Gülizar ve Ahmet Şatıroğlu çiftinin çocuğu olarak 25 Ekim 1894'te Sivas'ın Şarkışla ilçesinin Sivrialan köyünde dünyaya gelen sanatçı, hayatının büyük bölümünü Sivrialan'da, zorlu yaşam koşullarında geçirdi.

Ahmet Kutsi Tecer destekledi

Aşık Veysel'in iki kız kardeşi çiçek hastalığına yakalanarak yaşamını yitirdi, kendisi ise aynı hastalık nedeniyle 7 yaşında sol gözünü kaybetti. Bir gün inek sağan babasının yanına giden halk ozanı, ters bir hareketten ürken öküzün boynuzunun sağ gözüne girmesiyle tamamen görme engelli oldu. Geçimini güçlükle sağlayan ailesi, Aşık Veysel'in gözlerini tedavi ettiremedi. Sivas'ta öğretmenlik ve Milli Eğitim Müdürlüğü görevlerinde bulunan şair ve oyun yazarı Ahmet Kutsi Tecer'in 1931'de organize ettiği Sivas Halk Şairleri Bayramı'na katılan Aşık Veysel, etkinlikte gerçekleşen yarışmada birinci geldi. Aşık Veysel, 1933'e kadar usta ozanların şiirlerini seslendirdi, bu dönemden sonra ise kaleme aldığı şiirleri besteleyerek müzikseverlerin beğenisine sundu. Ömrü yoksulluk ve mücadeleyle geçen Aşık Veysel, Cumhuriyet'in 10. yılı için yazdığı destanın yayınlanması ve Sivas Aşıklar Bayramı'ndaki başarısıyla dikkati çekti. "Atatürk'tür Türkiye'nin ihyası / Kurtardı vatanı düşmanımızdan" dizeleriyle başlayan şiiri Atatürk'e okumak amacıyla bir arkadaşıyla 3 ay yürüyerek Ankara'ya ulaştı ve Hakimiyeti Milliye Gazetesi'ne gitti.

Gazeteciler, Aşık Veysel'in yazdığı şiiri not etti ve şiir 2-5 Nisan 1934'te Hakimiyeti Milliye Gazetesi'nde 3 gün yayınlandı. Ancak Veysel, Atatürk'e ulaşamadı. Geçimini sazla sağlayan Aşık Veysel, 1933'ten itibaren Cört İbrahim'le Türkiye'yi dolaşmaya başladı. Bu süreç 1940'a kadar devam etti ve Cört İbrahim'in yerini oğlu küçük Veysel aldı. Bir süre sonra İstanbul'a gidip plak da dolduran Veysel, radyo konserleri verdi. Usta ozan, oğlu Hüseyin'in vefatından sonra diğer oğlu Ahmet'le önce Erzurum'u, ardından Erzincan, Malatya, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Ankara'yı dolaştı.

Köy Enstitülerinde ders verdi

Ankara'da Ülkü mecmuasını çıkaran Ahmet Kutsi Tecer'le görüşen Veysel'e burada İsmail Hakkı Tonguç ve Ferit Oğuz Bayır tarafından köy enstitülerinde ders vermesi teklif edildi. Aşık Veysel, hiç düşünmeden teklifi kabul etti. Halk ozanı, 1941'de Adapazarı Arifiye Köy Enstitüsü, 1942'de Hasanoğlan Köy Enstitüsü, 1943'te Eskişehir Çifteler Köy Enstitüsü, 1944'te Kastamonu Gölköy Enstitüsü, 1945'te Yıldızeli Pamukpınar Köy Enstitüsü, 1946'da ise Samsun Ladik Akpınar Köy Enstitüsü'nde çalıştı. Şatıroğlu, "Toprak" adlı unutulmaz eserini, Çifteler Köy Enstitüsü'ndeyken kaleme aldı ve türkü olarak besteledi. Balıkesir, Erzurum, Malatya, Kırklareli ve Adana'da da köy enstitülerinde konserler veren sanatçı, böylece binlerce gence bağlama dinletti. Çiftçiliğin yanında bahçe işleriyle de uğraşan Aşık Veysel, köydeki ilk meyve ağaçlarını yetiştirerek köylülere örnek oldu. 1950'den sonra ünü tüm Türkiye'ye yayılan usta ozan için 13 Mayıs 1952'de jübile yapıldı. Halkın salonu tıklım tıklım doldurduğu jübilede Ahmet Kutsi Tencer, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eflatun Cem Güney ve Behçet Kemal Çağlar birer konuşma yaptı.

Yunus Emre'den etkilendi

Sivas'ta 30 Ekim 1964'te 2. Sivas Aşıklar Bayramı'na yarışmacı olarak katılan Şatıroğlu, 28-30 Ekim 1967'de gerçekleşen 2. Konya Aşıklar Bayramı'nda da jüri üyesi oldu. Uzun yıllar çeşitli vesilelerle düzenlenen programlara katılan Aşık Veysel, son konserini 1971'de Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde gerçekleştirdi. "Birbirinizle, konu komşuyla iyi geçinin, dirliğiniz, düzeniniz bozulmasın", "Kürt'ü Türk'ü ne Çerkez'i / Hep Adem'in oğlu, kızı / Beraberce şehit, gazi / Yanlış var mı ve neresi" dizeleriyle birlik ve beraberliğe vurgu yapan ünlü halk ozanı, şiirlerinde yaşama sevinciyle hüznü, iyimserlikle umutsuzluğu işledi. Yunus Emre'den etkilenen ozan, Türk edebiyatının ve saz şiiri geleneğinin büyük ustalarından biri olarak hafızalara kazındı. Türkiye Büyük Millet Meclisi, ana dil ve milli birliğe yaptığı hizmetlerden ötürü 1965'te özel kanunla halk ozanına 500 lira aylık bağladı.

Kaynak: Haber merkezi