Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin tarihi ve mimari açıdan eşsiz yer altı yapıları, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen temizlik ve restorasyon çalışmalarının ardından ziyarete açılacak. Ayasofya Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Fırat Diker, bu çalışmaların, hem Türkiye'nin hem de dünya kamuoyunun dikkatini çekeceğini belirtti.
1.500 yıllık tarih yeniden gün yüzüne çıkıyor
Ayasofya'nın yer altı yapılarında yürütülen temizlik ve restorasyon çalışmaları kapsamında tüneller, mahzenler, dehlizler ve üç odalı bir yer altı mezarı gün yüzüne çıkarılıyor. Çalışmaların bir yıl sürmesi planlanırken, elde edilen bulguların Ayasofya Müzesi arkeolojik yapılarının denetiminde titizlikle inceleneceği açıklandı. Prof. Dr. Diker, "Bu çalışmalar, İstanbul'un tarihine ışık tutacak bulgulara ulaşmamıza olanak sağlayacak," dedi.
Ayasofya’nın iklimlendirmesi ve kültürel önemi
Prof. Dr. Diker, temizlik çalışmalarının Ayasofya’nın mevcut iklimlendirme sistemine de olumlu katkı sağlayacağını belirtti. "Yer altı yapılarının temizlenmesi, Ayasofya’nın daha rahat nefes almasına olanak tanıyacak ve kültürel mirasımıza ilgiyi artıracaktır," ifadelerini kullandı. Ayrıca, mezar alanlarının Ayasofya'dan daha eski olduğu ve bu bulguların İstanbul tarihine yepyeni bir bakış açısı kazandıracağı da vurgulandı.
Cumhuriyet tarihinin en büyük restorasyonu
Ayasofya'da Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı restorasyon çalışmaları sürerken, bu kez sadece üstyapı değil, yer altı yapıları da ele alınıyor. Diker, "Ayasofya’nın yer altı yapılarının temizlenmesi, İstanbul’a kültürel ve tarihi açıdan önemli kazanımlar sunacak," dedi.