Baz istasyonları, modern iletişimin belkemiği. Telefonlarımız, internetimiz onlarsız çalışmıyor ama bu kulelerin yaydığı elektromanyetik dalgalar yıllardır tartışma konusu. Kimileri “kanser yapıyor” diyor, kimileri “komplo teorisi” deyip geçiyor. Türkiye’de her köşe başında yükselen bu antenler gerçekten bir tehlike mi saçıyor, yoksa korkularımız abartılı mı? Bilimsel veriler ve uzman görüşleriyle bu gizemi aydınlatmaya çalıştık.
Baz istasyonları nasıl çalışıyor?
Baz istasyonları, radyo frekans dalgalarıyla sinyal gönderip alıyor. Bu dalgalar, elektromanyetik radyasyonun bir türü ve Wi-Fi ya da mikrodalga fırınlarla aynı kategoride yer alıyor. Türkiye’de Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), bu istasyonların yaydığı radyasyonun uluslararası güvenlik sınırları içinde olduğunu belirtiyor. Ancak İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Selim Şeker, “Düşük dozda bile uzun süreli maruziyetin etkileri yeterince araştırılmadı” uyarısında bulunuyor.
Sağlık endişeleri ne kadar ciddi?
Baz istasyonlarının sağlık üzerindeki etkileri konusunda bilim dünyası ikiye ayrılmış durumda. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 2023 raporunda baz istasyonlarının kanserle bağlantısına dair kesin bir kanıt bulunmadığını açıkladı. Buna karşın, Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC), elektromanyetik alanları “olası kanserojen” olarak sınıflandırıyor. Türkiye’de Hacettepe Üniversitesi’nin 2022’de yaptığı bir çalışma, baz istasyonuna 100 metreden yakın yaşayanlarda baş ağrısı ve uyku bozukluğu şikayetlerinin arttığını gösterdi. Ancak bu bulgular, doğrudan bir neden-sonuç ilişkisi kuramadı.
Komplo teorileri nerden çıktı?
X’te “baz istasyonları 5G ile zihin kontrolü yapıyor” gibi paylaşımlar viral oluyor. Bu iddialar, özellikle 5G’nin Türkiye’de yaygınlaşmaya başlamasıyla alevlendi. Kimileri kulelerin “hastalığı yaymak” için kullanıldığını öne sürerken, bilim insanları bu teorileri “temelsiz” diye niteliyor. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ayşe Yılmaz, “5G’nin frekansı, önceki teknolojilerden çok farklı değil. Komplo teorileri bilimsel gerçekleri gölgeliyor” diyor. Yine de Türkiye’de baz istasyonlarına karşı eylemler düzenleyen gruplar, bu endişelerin halk arasında köklü olduğunu gösteriyor.
Türkiye’de durum ne?
BTK verilerine göre, 2024 itibarıyla Türkiye’de 120 binden fazla baz istasyonu bulunuyor. İzmir, İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde bu sayı daha yoğun. Ölçümler, radyasyon seviyelerinin WHO’nun önerdiği sınırların altında olduğunu gösterse de, halkın tepkisi farklı. Torbalı’da 2023’te bir mahalle, yeni bir baz istasyonunun kurulmasını protesto etmiş, “Çocuklarımız risk altında” pankartları açmıştı. Türk Tabipleri Birliği (TTB), “Daha fazla bağımsız araştırma yapılmalı” çağrısında bulunuyor.
Kendimizi korumak mümkün mü?
Uzmanlar, baz istasyonlarından tamamen kaçınmanın mümkün olmadığını ancak dikkatli olunabileceğini söylüyor. Evde baz istasyonuna yakın pencereden uzak durmak, telefon görüşmelerini kısa tutmak ve kulaklık kullanmak öneriler arasında. Prof. Dr. Şeker, “Radyasyonu sıfırlayamazsınız, ama maruziyeti azaltabilirsiniz” diyor. BTK ise halkı bilinçlendirmek için düzenli bilgilendirme kampanyaları yürütüyor.