İzmir’in turizm cenneti Çeşme, son yıllarda lüks oteller, rezidanslar ve beach club’larla dolup taşıyor. Ege’nin incisi olarak bilinen ilçe, yerli ve yabancı turistlerin gözdesi haline gelirken, bu hızlı değişim yerli halk üzerinde ciddi bir baskı yaratıyor. Gökyüzüne yükselen beton yapılar ve fahiş kiralar, Çeşme’nin otantik ruhunu tehdit ederken, “Yerliler yerinden mi oluyor?” sorusunu gündeme getiriyor.
Turizm patlaması ve lüks yatırımlar
Çeşme, özellikle 2000’lerden itibaren turizmde büyük bir sıçrama yaşadı. Alaçatı’nın taş evleri ve rüzgar sörfüyle başlayan ilgi, bugün lüks tatil köyleri ve milyon dolarlık villalarla zirveye ulaştı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024’te Çeşme’deki yazlık nüfus 1 milyonu aşarken, ilçeye yapılan yatırımlar hız kesmeden devam ediyor. Ancak bu lüks akını, sahillerin özelleşmesi ve halk plajlarının azalması gibi sonuçlar doğurdu.
Kiralar uçuyor, yerliler zorlanıyor
Lüks projelerin gölgesinde kalan yerli halk, artan yaşam maliyetleriyle mücadele ediyor. 2024’te Çeşme’de aylık villa kiralarının 600 bin TL’ye kadar yükseldiği raporlandı. Bir dönem balıkçıların ve küçük esnafın yaşadığı mahalleler, şimdi yüksek gelirli tatilcilerle dolup taşıyor. İzmir Emlakçılar Odası’ndan alınan bilgilere göre, son 5 yılda ilçe genelinde kiralar %300’den fazla arttı. Bu durum, asgari ücretle ya da emekli maaşıyla geçinen Çeşmelileri göçe zorluyor. Bir mahalle sakini, “Dededen kalma evimizi satmak zorunda kaldık, artık burada yaşayamıyoruz” diyor.
Sosyal doku değişiyor mu?
Çeşme’nin lüksleşmesi, sadece ekonomik değil, sosyal bir dönüşümü de beraberinde getiriyor. Bir zamanlar samimi Ege kasabası havasıyla bilinen ilçe, artık pahalı restoranlar, VIP partiler ve ünlü akınıyla anılıyor. Yerel halk, kültürlerinin kaybolduğundan şikayet ederken, turizmciler ise bu değişimi “ekonomik kalkınma” olarak savunuyor. İzmir Ticaret Odası’ndan bir yetkili, “Çeşme, Türkiye’nin dünya çapında bir markası haline geldi” dese de, yerliler kendilerini bu markanın bir parçası gibi hissetmediklerini söylüyor.
Çevresel tehditler ve protestolar
Lüks projeler, Çeşme’nin doğal güzelliklerini de riske atıyor. Aya Yorgi Koyu gibi halkın ücretsiz kullandığı alanların üzerine inşa edilen rezidanslar, çevrecilerin ve yerel halkın tepkisini çekti. 2024’te bir grup Çeşmeli, sahillerin özelleştirilmesine karşı protesto düzenleyerek, “Deniz bizim, Çeşme bizim” pankartları açtı. Çevre aktivistleri, betonlaşmanın bölgedeki ekosistemi tehdit ettiğini ve su kaynaklarını zorladığını belirtiyor. Uzmanlar, artan yapılaşmanın uzun vadede turizmi bile olumsuz etkileyebileceği konusunda uyarıyor.