Öncelikle şunu söylemekte yarar var; Ekrem İmamoğlu'nun 'Çıkar amaçlı suç örgütü lideri' suçlamasıyla gözaltına alınmasının ardından savcılık ikinci bir açıklamayla, İmamoğlu ve yardımcılarının PKK/KCK terör örgütüne yardım etme suçu işlediklerini öne sürdü. Bu suçlamalar İBB'ye kayyum atanabileceği en azından atanabilme ihtimali anlamına geliyor. CHP'li belediyelere yönelik operasyonlarda Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in gözaltına alınmasının ardından ilk kayyum ataması gerçekleştirilmişti. 30 Ekim 2024'te Özer "PKK/KCK terör örgütünün mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında" gözaltına alınmış, görevden alınmasının ardından yerine kayyum atanmıştı.
Kayyum uygulaması ne zaman başladı?
1 Eylül 2016 tarihinde yürürlüğe giren KHK ile yapılan düzenlemede, terör ya da terör örgütlerine yardım ve yataklık suçu sebebiyle hakkında soruşturma açılan ve görevden uzaklaştırılan belediye başkanı veya başkan vekili ya da meclis üyesinin yerine ilgili makamlarca görevlendirme yapılacağı belirtildi ve kayyum uygulaması hayatımıza girdi.
İBB'de kayyum'un önüne nasıl geçilir?
İBB'ye kayyum atanmasını engellemenin hukuki yolu, Ekrem İmamoğlu tutuklanıp görevden uzaklaştırılmadan önce İBB Başkanlığı'ndan istifa etmesi ve yerine İBB Meclisi tarafından vekil atanması. Bu senaryonun CHP içerisinde gündeme gelip gelmeyeceği ise bilinmiyor.
Olası senaryolar ve Sine-i Millet
CHP'de, İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından en kötü senaryoya göre mücadele seçenekleri tartışılıyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamaya göre, İmamoğlu hem "yolsuzluk" hem de yerel seçimlerde yapılan kent uzlaşısı nedeniyle terör suçlamalarıyla karşı karşıya. Gözaltı için 4 günlük süre verilen İmamoğlu'nun "terör suçlamasıyla" tutuklanması halinde İBB'ye kayyum atanmasının mümkün olacağı ifade ediliyor. İmamoğlu'nun önseçimin yapılacağı 23 Mart günü tutuklanabileceği de konuşulan olasılıklar arasında.
CHP'de en kötü senaryo olarak ise Kasım 2023'te yapılan 38. Olağan Kurultay'ın iptal edilmesi ve partiye kayyum atanması görülüyor. Bilindiği üzere Kemal Kılıçdaroğlu katıldığı bir canlı yayında kendisinin kaybettiği kurultayın şaibeli olduğunu söylemişti. Olası bir kayyum durumunda, partinin 45 gün içerisinde olağanüstü kurultaya gitmesi gerekiyor. Kayyum atanması halinde bu durum tüm CHP'lileri etkileyecek.
Sine-i Millet'e dönülmesinin sakıncaları
Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından, sosyal medyada ve kamuoyunda "Sine-i millet" talepleri dile getirildi. CHP içerisinde İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasının ardından benzer tartışmalar yaşanmıştı. Son gelişmelerin ardından gündeme gelen bu seçenek Parti Meclisi'nde kabul görmedi. Özgür Özel bu kararın sakıncasını, iktidar partisini kast ederek, "Sizin yerinize o koltukların yarısını bile, ki fazlasını doldurur, muhalefet girmezse, tamamını doldururlar. Alanlar, anayasayı referandumsuz değiştirme çoğunluğunu elde eder" sözleriyle dile getirdi. CHP'de sine-i millet kararına karşı çıkışın bir diğer nedeni olarak ise milletvekilleri istifa etse dahi, bunun TBMM Genel Kurul kararına bağlı olması gösteriliyor. Sine-i millet kararının bu nedenle bir erken seçim sonucu doğurmayacağına dikkat çekiliyor.