ÇYDD, "Toplumsal şiddet olayları nedeniyle kendimizi güvende hissetmiyoruz" başlığıyla yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde yaşanan kadın cinayetlerinin endişe verici boyutlara ulaştığını belirtti. Açıklamada, 2024 yılı Ekim ayı itibarıyla en az 290 kadının erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybettiği ifade edildi.
"Kadınların yaşam hakkı tehdit altında"
Açıklamada, "Dünden bu yana Eyüpsultan’da Ayşenur Halil ve Fatih’te İkbal Uzuner’in, Mersin’de Sonay Öztürk Aslan’ın, Diyarbakır’da Bedriye Işık’ın hayatlarına son veren vahşet haberleri, kadınların yaşam hakkının ne denli büyük bir tehdit altında olduğunu gözler önüne seriyor" ifadelerine yer verildi. Ayrıca, Beyoğlu’nda bir kadına yönelik cinsel saldırı girişiminde bulunan iki erkeğin yakalanıp serbest bırakılması ve sonrasında kamuoyu tepkisi sonucunda tutuklanmaları, adalet sisteminin kadınları korumadaki yetersizliğini gösterdiği vurgulandı.
"Erkeklerin hak iddia ettiği bir sistem"
Açıklamada, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’nün yaklaşmasıyla birlikte, kadınların yaşam haklarının ellerinden alındığına dikkat çekildi. ÇYDD, "Evde, işte, okulda veya toplumsal alanda kadınların karşılaştığı eşitsizlikler bir yana dursun; kadınların yaşam hakları ellerinden alınıyor. Huzur toplumundan her geçen gün biraz daha uzaklaşırken içinde bulunduğumuz eril sistem derinleşerek artmaya devam ediyor" ifadelerini kullandı.
"İstanbul Sözleşmesi’ne dönüş şart"
Açıklamanın sonunda, kadın cinayetlerinin sadece bireysel değil, toplumsal ve politik bir sorun olduğunun altı çizilerek, İstanbul Sözleşmesi’ne yeniden dönülmesi gerektiği belirtildi. ÇYDD, "Kadın cinayetleri, toplumumuzun en ciddi ve ivedi çözüm gerektiren sorunudur. Bu gerçekliğin kabul edilmesi ve siyasal iktidarın çalışmalarını bu gerçeklikle sürdürmesi gerekmektedir" diyerek, 35 yıldır kadınların eşitlik mücadelesinde yanlarında olmaya devam edeceğini ifade etti.