Erdoğan: Biz tartışmada taraf değil hakemiz!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe’de düzenlenen Atatürk’ü anma töreninde konuştu.

Erdoğan konuşmasında, yüksek yargıda yaşanan gerilime ilişkin yeni mesajlar verdi.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, tutuklu Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay için hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasıyla başlayan gerilimde taraf değil, hakem olduklarını söyledi. Son tartışmanın yeni anayasa gerekliliğini bir kez daha ortaya koyduğunu dile getiren Erdoğan, “İnşallah bu hususta, Meclis’te gereken anlayış birliğine ulaşılarak, yeni anayasa çalışmaları en kısa sürede başlatılır.” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerekirse Anayasa ve yasa değişiklikleri dahil tüm yöntemleri kullanarak tekrar böyle bir tartışmanın ortaya çıkmaması için gerekenleri yapacağız.” dedi.

Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

“Ülkemizin büyümesi, devletimizin güçlenmesi, milletimizin birlik ve beraberliği için çalışan herkese şükranlarımı sunuyorum. Coşkuyla kutladığımız 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ile birlikte Anadolu topraklarındaki son devletimizin, ilk asrını geride bıraktık. Coğrafyamızda Selçuklu’dan Osmanlı’ya devrolan İstiklal bayrağı, Cumhuriyet ile dalgalanmayı sürdürmektedir. Cumhuriyetimizin kurulması için gayret gösteren herkesi şükranla anıyorum. Gazi Mustafa Kemal’in vasiyeti olan ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarma mücadelesini milli mücadele ruhuyla sürdürüyoruz. Türkiye’nin son iki asrı, anayasal zeminde yeni, kapsayıcı, halka dayanan yönetim arayışlarıyla geçmiştir. Bir hayli sancılar yaşandı. Bu sürecin en önemli dönüm noktası, zaferle neticelenen milli mücadelenin ardından Cumhuriyet yönetimine geçilmesidir.

Sadece yönetim sistemiyle birlikte devletin adı değişmiştir. Bu topraklardaki devlet varlığımız Anadolu Selçuklu ile başlar, kesintisiz olarak günümüze kadar gelir. Filistin halkının topraklarını zorla gaspedenler, geçmişi 75 yılı ancak bulan, meşruiyetini bizzat kendi faşistlikleriyle tartışmalı hale getirdikleri bir devlet inşa etmeye çalışıyor. Ülkemiz topraklarını da içeren Vadedilmiş Topraklar hezeyanıyla nükleer silah kullanma tehditleriyle, sabrımızı zorluyorlar. Henüz doğmamış bebeklerden masum çocuklara, mazlum kadınlara kadar on binlerce insanın yitip giden canlarının hesabı elbette sorulacak.

Bu zalimlerin her biri, onlara verdikleri destekle aynı suça ortak olanlar, tarih önünde mutlaka yargılanacaktır. Türkiye olarak bu işin öncülüğünü biz yapacağız. Dünyada devletlerin ve yönetimlerin önemli bir kısmı, yaşanan zulme gözlerini kapatıyor olabilir. Bu ülkelerin halklarının vicdanlarından yükselen seslerin artması, insanlığın geleceği adına bizi umutlandırıyor. Gazze halkının topraklarını terk etmeme iradesine sonuna kadar destek vereceğiz. Vatanlarını, canlarını ve namuslarını koruma mücadelesi veren Filistin halkının can ve mal güvenlikleri sağlanana kadar hakkı söylemekten vazgeçmeyeceğiz. Sizlerin de yakından bildiği, 367 krizinden, partimizi kapatma davasına, terör örgütlerinin saldırılarından, 15 Temmuz darbe girişimine kadar pek çok sınamayı hep beraber verdik. Tuzakların, kumpasların gerisindeki kirli ittifakların maskesini teker teker düşürdük.

Hamdolsun temel altyapı ihtiyaçlarımızı büyük ölçüde tamamladık. Her alanda oldukça iyi bir seviyedeyiz. Türkiye’nin iç ve dış güvenliğiyle ilgili tehditlerin, bir kısmını tamamen ortadan kaldırdık, bir kısmını da asgariye indirdik. Tüm terör örgütlerini, ülke içinde faaliyet yürütemez hale getirdik. Avrupa Birliği içine düştüğü stratejik körlükten kurtulma umudunu giderek yitirmektedir. Umudunu giderek yitiren AB, Türkiye’nin kapısını çok çalacaktır.

Yapılan önce değişikliğe rağmen, güçler ayrılığı ve güçlerin kendi içlerindeki dengeye ilişkin sorunların sürekli önümüze çıkıyor olması, yeni anayasa talebimizin haklılığının işaretidir. Yargı kurumlarının kararları da tartışılabilir. Türkiye'de, yüksek mahkemeler dahil hiçbir organ, hiçbir kurum layüsel değildir, eleştirilemez değildir. Yargı tartışmasında taraf değiliz, hakemiz. Son tartışmaya kimin haklı, kimin haksız olduğundan ziyade, bu hadisenin işaret ettiği ihtiyaçların bir an önce giderilmesi için neler yapılması gerektiği zaviyesinden bakıyoruz. Bu açıdan baktığımızda da karşımıza, ülkemizi yeni anayasaya kavuşturma ihtiyacının gerekliliği çıkıyor. İnşallah bu hususta, Meclis’te gereken anlayış birliğine ulaşılarak, yeni anayasa çalışmaları en kısa sürede başlatılır.

Hem yüksek yargı kurumlarımızın temsilcileri, hem bu konuda yetkinliği herkesce kabul edilen hukukçularımızla görüşerek meseleye hal yolu bulacağız. Gerekirse Anayasa ve yasa değişiklikleri dahil tüm yöntemleri kullanarak tekrar böyle bir tartışmanın ortaya çıkmaması için gerekenleri yapacağız.

0 Yorum

Yorum Gönder