İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son verilerek yeni yönetim seçilmesi talebiyle dava açmasına tepkiler sürüyor. İzmir Barosu da söz konusu davanın hukuka aykırı olduğuna dikkat çekerek açıklama yayımladı.
"Barolar susturulamaz"
İzmir Barosu tarafından yapılan yazılı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yürütmekte olduğu soruşturma bahane edilerek İstanbul Barosu Başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin Avukatlık Kanunu'nun 77'nci maddesi uyarınca görevlerine son verilmesi ve yeni yönetim seçilmesi talepli dava, baroların sesini kısmaya yönelik hukuka aykırı bir müdahaledir."
"Anayasal güvence altındayız"
Açıklamada ayrıca, baroların Anayasa'nın 135. maddesi ile güvence altına alınan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları olduğu vurgulanarak şu ifadeler kullanıldı:
"Siyasal iktidar tarafından çoklu baro yasasıyla bölünmeye çalışılan baroların, bu kez de yargı sopasıyla susturulmaya çalışılması kabul edilemez. Demokratik hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarıyız."
"Savunma hakkına saldırı"
İzmir Barosu, İstanbul Barosu yönetimine yönelik müdahalenin, sadece İstanbul Barosu'na değil, tüm barolara ve bağımsız savunmaya yapılan bir müdahale olduğunu belirtti:
"Demokratik usullerle seçilmiş, hukukun üstünlüğünü savunan İstanbul Barosu yönetimine yönelik bu girişimi reddediyoruz. Bu müdahale, baroların ve avukatlık mesleğinin bağımsız yapısına zarar vermektedir."
"Hukukun üstünlüğüne sahip çıkacağız"
Açıklamanın sonunda, İzmir Barosu'nun İstanbul Barosu'nun yanında olduğu ve hukukun üstünlüğünü savunmaya devam edeceği belirtildi: "İzmir Barosu olarak, İstanbul Barosu'nun yanındayız. Baroların ve meslektaşlarımızın susturulmasına yönelik her türlü çabaya karşı demokratik değerleri ve hukukun üstünlüğünü savunmaya kararlılıkla devam edeceğiz."