Sorduklarında memleket gibiyim diyorum…

Ağlanacak ahalimize şükür ediyoruz.

Memleketimde insan hayatının ne kadar ucuz olduğuna mı yanayım.

Ardan nasibini almamış yetkililerin şovuna çanak tutan hadsizlerin halden hale girmesine mi…

Aileler yok oldu cocuklar annelerinin babalarının gözleri önünde öldü.

Rabbim bu acıyı kimseye yaşatmasın….

Yaktınız insanları bunu başka türlü söylemenin bir yolu yordamı yok….

Sebep olanlar… Sözüm size

Biliyorum yüzünüze tükürsek çok şükür diyeceksin…

Utanmayacaksınız.

Akıllanmayacaksınız..

o yangında hayatını kaybeden bir çocuk kadar bile adil olamayacaksınız…

o çocuğun ağzından yazayım dedim…

anlamazsınız ya…

Utanmanız, vicdanınız olmasada belki çocuklarınızdan utanırsınız...

Merhaba,

Ben o gece o otelde uyuyan çocuklardan biriyim. Annem, babam ve kardeşimle beraber tatil yapmaya gelmiştik. Karnemi almıştım ve bu dönem çok çalıştığım için öğretmenim beni tebrik etmişti..

Babam, "Karne hediyesi olarak karda oynarız," demişti. Bu yüzden Kartalkaya’ya gelmek beni çok mutlu etmişti. Kar topu oynamış, kardan adam yapmış ve bol bol gülmüştük. Annem de bizimle birlikte eğlenmişti, hep beraber çok güzel vakit geçirmiştik.

Ama o gece her şey değişti.

Gece uyandığımda odamız çok sıcaktı ve her yer duman doluydu.

Küçük kardeşim ağlıyordu, annemle babam bize sarılmıştı. Babam, “Sakın korkmayın, biz buradan çıkacağız,” dedi. Ama çok duman vardı, nefes alamıyorduk. Annem havluları ıslatıp yüzümüze koydu, babam bizi koridordan dışarı çıkarmaya çalıştı.

Her yer karanlık ve dumanlıydı.

İnsanlar bağırıyordu, “Yangın var!” diyordu.

Koridorda koşuşturanlar, birilerinin yardım çığlıklarını duyuyordum.

Babamın elini sımsıkı tuttum, o hep güçlüdür, bizi hep kurtarır diye düşündüm.

Ama merdivenler dumanla doluydu ve kapılar açılmıyordu. Dışarıdan yükselen alevlerin parıltısı odayı aydınlatıyor, dışarıda siren sesleri gittikçe artıyordu. İtfaiyeler gelmişti, ama zamanında yetişebilecekler miydi bilmiyorduk.

Bir kadın, “Çocuklarımı kurtarın!” diye bağırıyordu.

Bir adam duman arasında kayboldu.

Cam kırılma sesleri ve itfaiyenin sesini duyuyorduk.

Babam camı kırmaya çalıştı, ama yapamadı.

Çok yorulmuştuk, çok korkmuştuk.

Sonunda hepimiz yere oturduk.

Babam, “Sizi çok seviyorum,” dedi. Annem de bizi kucağına aldı.

Sonra uyumuşum galiba…

Şimdi buradayım. Annemle babam da burada, ama bizimle olmayan o kadar çok insan var ki. O gece bir sürü insan bizim gibi uyudu ve bir daha uyanamadı. Şimdi size bu mektubu yazıyorum, çünkü o otelde neler yaşandığını unutmayın istiyorum.

Babam hep derdi ki, “İnsanlar birbirine yardım etmeli, herkesin hayatı değerlidir.” Ama o otelde bize yardım edecek kimse yoktu.

Oteldeki alarm da çalmıyordu…

İnsanlar zamanında uyarsaydı belki kurtulabilirdik.

Ama herkes birbirini suçluyor.

Büyükler hep kavga ediyor.

Birileri, “Yangın güvenliğini yapmamışlar,” diyor;

başkaları, “Biz sorumlu değiliz,” diyor.

Ama biz buradayız, ve artık kimse bizim hayatımızı geri getiremez.

Kim bu işin sorumlusu?

Kim bizim hayatımızı çaldı?

Kim benim geleceğimi elimden aldı?

Bir otelin eksiklerine göz yumanlar mı, yoksa kontrolleri yapmayanlar mı?

Birinin imzasıyla "uygun" dedikleri o kağıtlara karşılık burada kaç çocuğun düşlerini, kaç annenin kucaklamasını, kaç babanın sözünü çaldılar?

Neden biz yangın merdivenlerinin kilidini açamadık?

Neden alarmlar çalmadı?

Herkes "ben yapmadım" diyor, ama hepimiz biliyoruz: birileri bu olanların sorumlusuydu. Birileri, sessiz kalarak bile, bizi ateşe terk etti.

O gece gökyüzüne yükselen duman bizim nefesimizi, bizim hayallerimizi alıp götürdü.

Eğer bu mektubu okuyan biri varsa, bu soruları hep aklında tutsun:

Kim benim düşlerimi çaldı?

Kim beni ailemden kopardı?”

Bu soruların cevabını bulup adalet isteyen birileri olsun istiyorum.

Sadece bizim için değil, bir daha kimsenin aynı acıları yaşamaması için.

Ben yine de kızgın değilim.

Çünkü biliyorum ki insanlar bazen hata yapar. Ama bu hatalardan ders çıkarmak önemli. Belki bu mektubu okuyan biri, bir gün bir yerde, bir çocuğun hayatını kurtarır. Belki bir otelde başka bir yangın olmaz, belki herkes birbirine yardım eder.

Bizi unutmayın, olur mu?

Sizin orada daha dikkatli olmanızı istiyoruz. Babamın dediği gibi, “Hayat çok kıymetli bir şey.” Bu yüzden birbirinize iyi bakın, ve bizi hatırlayın.

Sevgiler,

Bir çocuk