Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına başlamadan önce İYİ Parti’den istifa eden bağımsız İstanbul Milletvekili Nimet Özdemir’in partiye katıldığını açıklayan Özel, Özdemir’e rozet taktı.
Konuşmasına, İstanbul'da Semih Çelik isimli şahsın iki kadını katletmesi ile Tekirdağ'da cinsel istismar ve şiddete maruz bırakıldıktan sonra hayatını kaybeden Sıla bebeğe değinerek başlayan Özel, "Kadına şiddet olaylarının bir rastlantı olmadığını hepimiz biliyoruz. Şiddeti üreten maalesef bu düzenin kendisidir. Esas soru şudur; toplum bu hale nasıl geldi?" diye sordu.
AKP iktidarının kadınlara iyi gelmediğini vurgulayan Özel, "Bu iktidar kadınlarımızı ve çocuklarımızı koruyamadığı gibi olumlu adımlardan da geri adım atıyor. AKP'nin kadınları hedef alan politikalarının en somut örneği, 2021 yılında İstanbul Sözleşmesi'nden bir gece yarısı tek imzayla çıkmasıdır" dedi. Özel, İstanbul Sözleşmesi'ne dönme çağrısı yaptı.
“İki bakanını yolladı”
Devamla ekonomi ve dış politikaya ilişkin eleştirilerde bulunan Özel, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) İsrail gündemiyle yapılacak kapalı oturuma dikkat çekti.
Erdoğan'ın İsrail'in sonraki hedefinin Türkiye olduğuna yönelik açıklamalarına tepki gösteren Özel, "Cumhurbaşkanı geçen hafta Meclis'te dedi ki; 'İsrail'in bir sonraki hedefi biziz.' Böyle bir şey söylüyorsan arkasını getirmek zorundasın. Türkiye gibi bir ülkeye İsrail saldıracakmış da tehdit olacakmış da... Bunun akla yatar yanı yok" dedi.
Özel hayatına ilişkin iddialar
Boşanacağına yönelik iddialar hakkında da konuşan Özel, "Boşanma davası açtığımı söylediler inanamadım. Bununla Genel Başkanı yıpratacağız iftira attılar" dedi.
Özel, şöyle devam etti: "Beni 31 Mart'taki ortak başarımızdan dolayı cezalandıracaklardı yapamadılar ya o zamandan beri sokaklarda iktidar sesi yükseliyor, parti iktidara gidiyor ya. Gülşah Durbay, Şehzadeler'i merkez ilçeyi cumhuriyet tarihinde hiç kazanmadığımız, muhafazakâr kodların güçlü olduğu ilçeyi aslan gibi kazandı. Bu kadar ahlaksızlığa bu kadar kötülüğe, çirkinliğe dayanamıyorum. Bu ilçeyi kazandı. Son hafta bu yalanı yayan hesaplar İYİ Parti Manisa'da ilçeleri alıyor deyip manipülasyon yapıyorlardı. Şimdi döndüler bana saldırmak için Gülşah'ın hastanede yattığı günleri alçak bir oyuna çevirdiler. Çocukluğundan beri bağırsakları rahatsız. Sürekli hastalığını takip eden ben ve eczacı eşimdir. O bizim evladımız. Gülşah kemoterapideyken o haberi yazdırdılar. Gülşah ben açıklayacağım dedi. Gitti, aslanlar gibi derdini herkese anlattı. biz bu iktidarı tüm kötülüğüne rağmen yeneceğiz. bu iktidarı yenerken cesaretimizle, temizliğimizle, onurumuzla yeneceğiz. Nerede o yalanı yayanlar? CHP ahlak dışı iş yapmaz. Benim için vız gelir, tırıs gider. Biradım atarsak namerdiz."
Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Acı haberlerin hepimizi kahrettiği günlerdeyiz. Hafta sonu ve dün çok üzücü olaylara şahitlik ettik. Semih Çelik isimli cani Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner'i katletti. Tekirdağ'da istismara maruz bırakılan Sıla bebek hayatını kaybetti.
Bu yılın ilk 9 ayında 295 kadın yaşamdan koparıldı. Kadına şiddet olaylarının bir rastlantı olmadığını hepimiz biliyoruz. Şiddeti üreten maalesef bu düzenin kendisidir. Esas soru şudur; toplum bu hale nasıl geldi? Kim ne dersin bu siyasi rejim kadınları eşit görmüyor ve kadınlara iyi gelmiyor.
Bu iktidar kadınlarımızı ve çocuklarımızı koruyamadığı gibi olumlu adımlardan da geri adım atıyor. AKP'nin kadınları hedef alan politikalarının en somut örneği, 2021 yılında İstanbul Sözleşmesi'nden bir gece yarısı tek imzayla çıkmasıdır. İstanbul Sözleşmesi çok uluslu bir sözleşme olarak hepimizin gurur duyduğu, Meclis'ten geçerken tüm milletvekillerinin coşkuyla oy verdiği, düzenlemelerin yapılmasının, kurum ve kurallarının oluşturulmasını sağladığı bir yıl oldu.
“İstanbul Sözleşmesi’ne dönün diyeceğiz”
2011 yıl içerisinde kadına karşı şiddetin bariz şekilde düştüğü yıldır. Şimdi her gün bir cinayet işleniyor, niye işleniyor derseniz; Tayyip Bey tek kişilik imzayla İstanbul Sözleşmesi'nden çıkarak devleti kadınların ve çocukların arkasından çekti.
Bütün partilerin kadın kolları başkanlarına çağrıda bulunduk, (CHP Kadın Kolları) tek tek ziyaret edecekler. Ama esas olarak tüm siyasi partilerin kadın örgütlerin peşine koşup gelin bu İstanbul Sözleşmesi'ne dönelim diyecekler. Kadın katillerinin bir daha gün ışığı görmemek için ne gerekiyorsa biz buradayız, çalışıyoruz.
Sayın Erdoğan, seçimden önce çok söz verdin. Emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğim dedin, inim inim inliyorlar. Asgari ücrete 4 zam dedin, ikinci zammı yapmadın. Diğer taraftan depremzedeye söz vermişsin ne evlerini verdin ne verdiğin sözleri tuttun. Madem hiçbir sözü tutmuyorsun, HÜDAPAR'a verdiğin sözü tutma artık.
Meclis’te İsrail oturumu
Cumhurbaşkanı geçen hafta Meclis'te dedi ki; 'İsrail'in bir sonraki hedefi biziz.' Böyle bir şey söylüyorsan arkasını getirmek zorundasın.
Türkiye gibi bir ülkeye İsrail saldıracakmış da tehdit olacakmış da... Bunun akla yatar yanı yok. Kapalı oturum yapalım, gel anlat dedik. İki bakanını yolladı, birazdan iki bakanı bize bilgilendirme yapacak.
Kıbrıs Barış Harekatı'na talimat verildiğinde, Meclis acil ve kapalı oturuma çağrıldı. Harekatın fiilen başladığı ilk günün sonunda Meclis bir daha çağrıldı ve Bülent Ecevit tarafından bilgilendirildi. Muhalefet lideri Süleyman Demirel açık ve net bilgilendirme yapıldığını bundan sonra Türkiye'nin iktidarı ve muhalefetiyle tek yürek olduğunu söyledi ve yürüdü.
Bu toplantının tutanakları 10 yıl açıklanmayacak. Ama içeride söylenmeyeni gelip burada ifşa ederiz. İsrail'in Türkiye'ye saldırması gibi bir tehdidi görmezken, 22 yıl sonra 31 Mart'ta seçim kaybetmişken, ekonomiyi çözemiyorken Cumhurbaşkanı, parti başkanı refleksi gösteriyorsa o zaman iş başka. Gel ikna et, gereğini yapalım. Televizyonda gördüklerimizi göreceksek kimse kusura bakmasın. Herkes aklını başına alacak.
7 Ekim akşamı Hamas'ın İsrail'in sivil hedeflerine saldırı yapmasını kınadık. O günden bugüne Hamas'a terörist mi diyorsunuz? Sonra İsrail güya kendini savunmak için katliam yapıyor, soykırım yapıyor. 47 bin kişinin canına kastetti.
İsrail ile ticaret cayır cayır devam ediyor. İsrail ile serbest ticaret anlaşması askıya alınmamış, ithalatta İsrail menşeli ürünlerin üçüncü ülke üzerinden satılması yasaklanmamış. Türk mallarının üçüncü ülke üzerinden satılması yasaklanmamış. Bankacılıkta takip yapılmamış. Türk gemilerinin İsrail limanlarına gidişi yasaklanmamış.
Erdoğan’a Esad çağrısı
Esad genel af ilan etti. Tarihi fırsat var. Giden yararlanıyor. Tam Suriye'ye dönecek fırsat. Elinizi taşın altına sokun diyecek. Bunlar memleketine gitsin, orada çalışsınlar, fabrikaysa oraya kurulsun, okul yapılsın, bizimkinden tık yok.
Madem orada şartlar olgunlaştı, genel af da çıktı. Bizim yoksulumuz, bizim işsizimiz bize yeter. Erdoğan'ı derhal Esad ile görüşmeye davet ediyorum. Madem orada şartlar olgunlaştı, genel af da çıktı. Bizim yoksulumuz, bizim işsizimiz bize yeter.
“İmamoğlu’nu yenemediler”
İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu, hizmetlerinden onur duyduğu, şimdiye kadar AK Parti'ye 4'te 4 yapan rüyasına o giriyor. Adı ahmak davası. Soylu Avrupa'daki belediyelerle konuşurken İmamoğlu için, 'Türkiye'yi yurtdışına şikâyet eden ahmak' dedi, 'Sensin ahmak' dedi. Soylu dava açtı. Bu meselenin özü Ekrem İmamoğlu'na siyasi yasak getirmek değil, Türk milletine seçme yasağı getirmek. İmamoğlu'nun şahsi meselesi değil, Türk halkına İmamoğlu'nu seçemezsin diye direnmektir. İmamoğlu'nu siyaseten yenemediler. Bu meselenin özü İmamoğlu'na siyasi yasak getirme değildir.
O yüzden dün Mansur Başkan'la da birlikteydi. Bu partinin Cumhurbaşkanına adayı o mu bu mu olur diye sarayın yarattığı tartışmalardan uzak durması lazım. Milletin seçme hakkına saldırıdır. Bu kumpasları çok gördük. Bu meseleyi tüm boyutlarıyla birlik, beraberlik halinde ele alıyoruz. Türkiye 2024 yılında seçmenin seçme hakkının elinden alınacağı, kumpasa getirileceği bir ülke haline gelirse, hukuk devleti olmaktan çıkmayı tescillersiniz. Eğer ki bu dava siyasi yasakla sonuçlansın, en kötüsü önünüzde. Herkes aklını başına alsın."