DÜNYA

Suriye'de 61 yıllık Baas rejimi çöktü: Radardan kaybolan uçakta Esad mı vardı?

53 yıllık Esad rejimi ve 61 yıllık Baas Partisi iktidarı, 8 Aralık 2024 itibarıyla sona erdi. Beşar Esad’ın nerede olduğu belirsizliğini korurken, Suriye’nin yeni dönemi bölgesel dengeler açısından ciddi riskler taşıyor.

Abone Ol

Heyet-i Tahrir'uş Şam (HTŞ) öncülüğündeki gruplar, Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) ile birlikte başkent Şam, Halep, Humus ve Hama gibi stratejik şehirlerin kontrolünü ele geçirdi. Suriye ordusu ise 7 Aralık gecesi birçok noktadan çekildi.

Eski Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın ülkeden ayrıldığı iddia edilirken, yerine dair herhangi bir bilgi bulunmuyor. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) ve Batılı kaynaklar, Esad’ın ailesiyle birlikte Rusya veya Birleşik Arap Emirlikleri’ne gitmiş olabileceğini öne sürüyor.

Humus üzerinde kaybolan uçakta Esad mı vardı?

Son iki günde Şam ve Lazkiye’den Abu Dabi’ye gerçekleşen özel uçuşlar dikkat çekerken, Syrian Air’e ait bir kargo uçağının Humus üzerinde radardan kaybolması spekülasyonlara yol açtı. Reuters’e konuşan kaynaklar, uçakta Esad’ın bulunma ihtimali üzerinde dururken, teknik bir manevranın da radar kaybına neden olabileceği belirtiliyor.

Suriye'de gelecek belirsiz

Esad yönetiminin çöküşü, ülkede derin bir güç boşluğu yarattı. HTŞ öncülüğündeki grupların Suriye’de kontrolü ele alması, selefi cihatçı hareketlerin güçlenmesi riskini artırırken, SMO’nun Kürt bölgelerine yönelik saldırı ihtimali yeni çatışmalara kapı aralıyor.

Lazkiye-Tartus hattındaki Rus hava ve deniz üslerinin geleceği belirsizliğini korurken, bu hattın güvenliği, hem Alevi nüfusun varlığı hem de bölgedeki uluslararası çıkarlar nedeniyle kritik önem taşıyor.

13 milyon insan yerinden oldu

Suriye’de 2011’den bu yana devam eden iç savaşta 500 binden fazla insan hayatını kaybetti, 13 milyon kişi ise yerinden edildi. Savaşın ülkeye bıraktığı ağır yıkım, sağlık, eğitim ve altyapının yeniden inşası için yıllarca sürecek bir sürecin habercisi.

ABD ve Rusya'nın stratejisi ne olacak?

HTŞ ve SMO’nun ilerleyişiyle, Türkiye’nin bölgede artan etkisi dikkat çekiyor. Ancak selefi cihatçıların güçlenmesi, uluslararası toplumda endişelere yol açıyor. ABD ve Rusya’nın nasıl bir strateji izleyeceği, bölgesel denklemin seyrini belirleyecek önemli unsurlardan biri olacak.