Afyonkarahisar’ın önemli antik kentlerinden biri olan Synnada, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptı ve önemli bir ticaret merkezi oldu. Hitit belgelerinde "Sanawita" olarak geçen ve Strabon’un zeytin ağaçlarıyla çevrili zengin bir ovada yer aldığını belirttiği bu kadim kent, günümüzdeki yerleşimiyle tarihi mirasını hala yaşatıyor. Ancak ilginç bir şekilde, bölgede zeytin yetiştiriciliği yapılmaması ve iklimin bu üretime elverişsiz olması, Strabon’un verdiği bilgiyi dikkat çekici kılıyor.
Synnada nasıl kuruldu?
Synnada'nın kuruluşu, MÖ 1180 yılına kadar uzanır ve mitolojik kahramanlardan Theseus'un oğlu Akamas tarafından gerçekleştirildi. Kent, ilk olarak Lidya İmparatorluğu’nun, ardından da Pers İmparatorluğu’nun egemenliğine girdi. Bu dönemde, Atinalı ünlü komutan Alkibiyades, Persler’e sığındı ve MÖ 404 yılında Melisse (bugünkü Balçıkhisar) bölgesindeki çiftliğinde hayatını kaybetti.
Roma dönemi ve ticaretin merkezi
Synnada, Roma döneminde oldukça önemli bir ticaret merkezi oldu. Kent, özellikle mermer üretimiyle tanınmış ve bölgedeki ocakların işletmecileri Synnada'da yaşadı. Roma İmparatorluğu’nda “Synnadik” mermeri olarak bilinen kırmızı damarlı beyaz mermerler, dönemin en aranan malzemelerindendi. Bu mermerler, Akdeniz ve Afrika pazarlarında büyük talep görmüş ve Synnada’yı önemli bir ticaret merkezi haline getirdi.
Roma döneminin ilerleyen yıllarında, kent 22 yerleşim yerini kapsayan bir "Conventus" (yargı merkezi) haline gelmiş ve bu durum, Synnada'nın cazibesini daha da artırdı. Ayrıca, Synnada, Geç Helenistik ve Roma İmparatorluğu dönemlerinde gümüş ve bronz sikkeler basmış, bu sikkelerin üzerinde kentten esinlenilen semboller yer aldı. Kentin baş tanrısı Zeus Pandemos olup, şehrin sembolü haşhaş bitkisi bu sikkeler üzerinde sıklıkla tasvir edildi.
Hıristiyanlık dönemi ve azizler
Synnada, Hıristiyanlık açısından da önemli bir yere sahip. Aziz Paulus, ünlü gezisinde Synnada’yı ziyaret etmiş, ve şehirde erken Hıristiyanlık döneminde Romalılar tarafından Aziz Trophimos, Aziz Dorymedon ve Aziz Sabastios’un MS III. yüzyılda öldürülmüş olmaları, kentin dini geçmişini gözler önüne seriyor.