Ankara’da muhasebeci İsmail A., geliri olmasına rağmen evin giderlerine katılmayan ve maaşını kendi hesabında biriktirerek arsa satın alan eşi Fatma A.’ya karşı boşanma davası açtı. Davacı, tüm masrafları kendisinin karşıladığını ve ekonomik şiddete maruz kaldığını iddia etti.
Deliller tam kusuru ortaya koydu
Ankara 2’nci Aile Mahkemesi, davacı kocanın iddialarını tanık beyanları, SGK, tapu ve banka kayıtlarıyla sabit gördü. Eşler arasındaki iş bölümü ve dayanışma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kadının tamamen kusurlu olduğuna karar verdi.
Türk Medeni Kanunu’na atıf
Yargıtay, Türk Medeni Kanunu’nun “Eşlerin evliliğin mutluluğunu el birliğiyle sağlama ve giderlere malvarlığı oranında katılma” yükümlülüğünü hatırlattı. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyen kadının evliliği çekilmez hale getirdiği belirtildi.
İstinaf ve yargıtay onadı
Fatma A.’nın, karara itiraz ederek iddiaları reddetmesi sonuç vermedi. İstinaf ve Yargıtay, ilk derece mahkemesinin kararını yerinde bularak onadı.
Ekonomik şiddet ve sorumluluk
Yargıtay kararında, evin ve çocuğun masraflarına katkıda bulunmamanın ekonomik şiddet teşkil ettiğine vurgu yapıldı. Bu durumun, boşanma sebebi olarak değerlendirilebileceği belirtildi.