GÜNDEM

Yeni yasalaşan Aile Hekimleri Kanunu hakkında uzmanlar ne düşünüyor?

Geçtiğimiz günlerde sağlık sektöründe önemli değişiklikler içeren kanun teklifi Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı. Bu yeni düzenlemeler, sağlık hizmetlerinde önemli yenilikler ve düzenlemeler getirecek. İzmir’de Son Dakika ekibi olarak, yasalaşan kanun teklifini uzmanına sorduk.

Abone Ol

İzmir Aile Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Uzm. Dr. Çağrı Dursun, yasalaşan yeni kanun teklifini değerlendirdi. Dursun, sağlık emekçilerinin son üç aydır yapılan değişikliklere karşı ciddi itirazlarını dile getirdiğini belirterek, "Aile Hekimliği sağlık emekçileri, yapılan değişikliklere güçlü bir şekilde itirazlarını ifade etmekte ve bu düzenlemelerin hekimlerin, ebe ve hemşirelerin özlük haklarını kötüleştirirken, iş güvencelerini ortadan kaldırdığını düşünüyoruz. Diğer taraftan halkın sağlık hakkına erişimi de kısıtlanıyor" dedi.

“İlaç kullanımı konusunda vatandaşlar mağdur oldu”

Yasanın sağlık hizmetlerinde kısıtlamalara yol açacağına da dikkat çeken Dursun, "Ağrı kesici, antibiyotik ya da mide koruyucu ilaç kullanımı konusunda yapılan müdahaleler, öncelikle vatandaşları mağdur etti. Yasada belirtilen, kronik hastalıklarla daha fazla mücadele edilecek ve hastalara daha fazla zaman ayrılacak ifadesi, şu an için gerçekleştirilebilir görünmüyor. İzmir’de yeni Aile Sağlığı Merkezleri açılmadığı gibi, hekim sayısı artırılmadan bu hedeflere nasıl ulaşılacağı da belirsiz. Aile Hekimliği, zaten günde 80-100 poliklinik yapmaktadır, mevcut yoğunlukla daha fazla zaman ayırmak mümkün değil." İfadelerini kullandı.

Dursun, sağlık alanındaki bu sorunların çözülmesi için yeni kamuya ait Aile Sağlığı Merkezleri açılması ve yeni Aile Hekimleri ataması gerektiğini belirterek, "Aksi takdirde hastaların sağlık hizmetlerine erişimde daha fazla zorluk yaşanacaktır" şeklinde konuştu.

Hekimler, yeni sevk sistemiyle ilgili endişeli

Son düzenlemelerle birlikte hastane ile entegrasyonun sağlanması hedeflense de, Dursun buna dair bazı endişelerini dile getirdi. "Bu entegrasyonun nasıl yapılacağı ve hangi parametreler ile yönlendirileceği konusunda henüz bir eğitim almadık. Sağlık Bakanlığı, hastanelerdeki randevu krizini çözmek istediğini belirtiyor, ancak mevcut durumda Aile Sağlığı Merkezleri zaten büyük bir yük altındadır. Sevk sisteminin kurulabilmesi için, hekim sayısının en az iki katına çıkarılması gerektiği açık. Aksi halde bu düzenlemeler yeni bir krize yol açacaktır" dedi.

“Tıbbın gelenekseli, tamamlayıcısı olmaz”

Yeni yasayla birlikte Aile Hekimleri tamamlayıcı tıp hizmetleri, akupunktur ve fitoterapi gibi uygulamalarda da hizmet verebilmesi üzerine Dursun, bu düzenlemeyi kabul etmediğini belirterek, "Tıbbın gelenekseli, tamamlayıcısı olmaz. Hekimler, sadece bilimselliği kanıtlanmış uygulamaları hastalarına önermek zorundadır. Aksi takdirde halk sağlığı tehlikeye girebilir. Bu uygulamalarla ilgili zaten belirli bir düzenleme var. Akupunktur ve fitoterapi gibi yöntemler, sağlık sistemine zarar verebilir ve bu alanlar sağlık emekçilerinin güvenine dayalı ilişkiye zarar verebilir" dedi.

"Mesai dışı ücretli uygulamalar, aile hekimliği sistemini zedeleyecek"

Dursun, sağlık hizmetlerinin daha kaliteli ve ulaşılabilir olması gerektiğini vurguladı. "Aile Sağlığı Merkezlerinin ücretsiz olması, halk ile hekim arasında güven oluşturan önemli bir unsurdur. Bu yeni düzenlemelerle birlikte, mesai dışı ve ücretli hizmetlerin getirilmesi, hasta ile hekim arasına para sokulması demektir. Bu, Aile Hekimliği sistemine ciddi zarar verebilir" diyerek, mevcut düzenlemelerin sağlık sisteminin nitelik ve ulaşılabilirliğine olumsuz etkiler yaratacağını söyledi.

“Eylemleri sonuna kadar destekliyorum”

Aile hekimlerinin bu hafta yaptığı iş bırakma eylemiyle ilgili de konuşan Dursun, "Yapılan iş bırakma eylemleri sadece hekimlerin özlük hakları için değil, halkın sağlık hakkı için de yapılmıştır. Kolay ulaşılabilir, ücretsiz ve nitelikli bir sağlık hizmetine halkımızın çok ihtiyacı var. Aynı şekilde, sağlık emekçilerinin de güvenceli ve insani koşullarda çalışma hakkı vardır. Bu yüzden, yapılan eylemleri sonuna kadar destekliyorum" şeklinde konuştu.