Ösen, bütçenin halkın gerçek ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu vurgulayarak, “Milletimizi musalla taşına yatıran 2025 bütçesini, ‘iyi bilmezdik’ deriz” ifadelerini kullandı.
"Geçmişi kıyaslayarak sorunlar çözülemez"
Hükümetin, bütçeyi geçmiş yıllarla kıyaslamasını eleştiren Ösen, bunun mevcut sorunlara çözüm üretmeyeceğini belirtti:
“Bir bütçe geleceği planlar, geçmişle oyalanmaz. Dünya değişmiş, ülkeler yeniden kurulmuşken, 20 yıl öncesiyle kıyas yaparak bu sorunları çözemezsiniz. Bu yaklaşım akla ve vicdana aykırıdır.”
"Enflasyonla mücadelede yanlış politika"
Ösen, enflasyonla mücadelede hükümetin yanlış adımlar attığını savunarak şu sözleri sarf etti:
“Enflasyonu yalnızca Merkez Bankası, vatandaş ve üretici dert ediyor. Maaşları baskılayarak veya üretimi kısmak suretiyle enflasyon düşürülemez. Asgari ücretlilerin talepleri değil, lüks harcamalar enflasyon yaratıyor.”
"Gelir dağılımı çöküşte"
Gelir adaletsizliğine dikkat çeken Ösen, hükümetin bu konudaki duyarsızlığını eleştirdi:
“Gelir dağılımı çöküşte. En zengin yüzde 1’lik kesim, toplam servetin %40’ına sahip. Asgari ücret ve emekli maaşı, açlık sınırının dahi altında. Bu, sosyal devlet anlayışına terstir.”
"Ekonomik veriler halkı zorluyor"
Cari açık ve dış borç konularına da değinen Ösen, ekonomik göstergelerin halkın üzerindeki yükü artırdığını söyledi:
“Cari açık büyüyor, dış borç artıyor ama hükümet hala aynı söylemleri sürdürüyor. Ekonomik sıkıntıların sorumluluğu millete yüklenemez. Halkın boğazına kadar borca batmış durumda.”
2025 bütçesinin ekonomik eşitsizlikleri derinleştirdiğini savunan Ösen, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu bütçe, halkın taleplerini görmezden geliyor ve geleceği ipotek altına alıyor. Allah milletimizin yardımcısı olsun.”
Seda Kaya Ösen’in konuşması, hükümetin ekonomik yönetimindeki sorunları ve toplumun artan geçim sıkıntısını bir kez daha gündeme taşıdı.