Gürcistan’da eski Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili'nin görev süresi sona ererken, yerine geçen yeni Cumhurbaşkanı Miheil Kavelaşvili, parlamentoda yemin ederek göreve başladı.
Ancak, Zurabişvili, cumhurbaşkanlık konutunu terk etmesine rağmen hâlâ ülkedeki meşru cumhurbaşkanı olduğunu savunarak bu geçiş sürecini reddetti. Zurabişvili, Kavelaşvili'nin görevdeki geçişini bir "parodi" olarak nitelendirerek, meşruiyetini hala koruduğunu vurguladı. Bu açıklama, Gürcistan'da siyasi bir krize yol açtı.
Kavelaşvili tek aday olarak seçildi
Miheil Kavelaşvili, Gürcü Rüyası partisinin kontrolündeki seçim kurulu tarafından yapılan oylama ile kolayca zafer kazanmış ve görevine başlamıştır. Seçimlerde tek aday olarak çıkan Kavelaşvili, yemin töreninde ulusa hitaben, herkesin cumhurbaşkanı olacağına ve ülkenin ortak değerler etrafında birleşmesi gerektiğine dair mesajlar vermiştir.
Kavelaşvili’nin göreve başlaması, Gürcistan’ın iç siyasetinde önemli bir dönüm noktası olarak görülmektedir.
İktidar ve muhalefet arasındaki farklı görüşler
İktidar partisi, Kavelaşvili’nin göreve başlamasını, Gürcistan’ın Avrupa Birliği’ne üyelik hedefine yönelik önemli bir adım olarak değerlendirirken, muhalefet bu geçişi Rusya’nın etkisiyle yapılan bir hile olarak nitelendirdi.
Batı yanlısı başlıca Gürcü partiler, seçimlerin adil yapılmadığını savunarak, Parlamento oturumlarını boykot etti ve oylamanın tekrar edilmesini talep etti. Bu durum, ülkedeki siyasi kutuplaşmayı daha da derinleştirdi.
Siyasi kriz derinleşiyor
Zurabişvili’nin görevden ayrılmasının ardından Kavelaşvili’nin göreve başlaması, Gürcistan’daki siyasi krizi tırmandırdı. Eski Cumhurbaşkanı Zurabişvili, geçiş sürecine karşı çıktığı gibi, hala meşru cumhurbaşkanı olduğunu savunarak bu geçişi reddetti.
Bu açıklama, ülkedeki siyasi atmosferin gerginleşmesine yol açarken, özellikle Batı yanlısı muhalefet partileri, seçim sürecinin şeffaf olmadığını öne sürerek, Kavelaşvili’nin başkanlık görevine meşruiyet kazandıran oylamanın geçersiz sayılmasını talep etti.
