İzmir halkı olarak seçtiğimiz milletvekillerinden beklentimiz, milletin dertlerine ortak olmaları ve bizlerle aynı sofrayı paylaşarak sorunlarımızı anlamalarıdır. Ancak üzülerek görüyoruz ki, İzmir milletvekillerinin birçoğu halktan kopuk bir şekilde, yalnızca meclise girmek ve milletvekili unvanını taşımak için bu görevi üstlenmiş gibi bir tutum sergiliyor.

Bazıları ise kibir ve ego duvarlarının arkasına saklanmış, halkın sesine kulaklarını kapamış durumdadır. Bu durum, millet iradesine ve halkın vekilleri olarak seçilen kişilere duyulan güveni ciddi şekilde sarsmaktadır.

Milletin vekili, halkın içinde olmalı

Milletin vekili olmak, sadece seçim dönemlerinde verilen sözlerle sınırlı kalmamalıdır. Halkın vekili, halkın içinde olmalı, onların sıkıntılarını dinlemeli ve çözüm üretmek için gayret göstermelidir. Ama görüyoruz ki bazı vekillerin tek derdi, kendi servetlerini korumak ve siyasi pozisyonlarını sağlamlaştırmaktır.

Bu yaklaşım, İzmir'in ihtiyaçlarını göz ardı eden ve halkın beklentilerini yok sayan bir anlayışı temsil etmektedir. Milletvekili olmak; sorumluluk, adalet ve vicdan gerektirir. Ancak halkın dertlerini görmezden gelen, sadece protokol toplantılarında ve kendi çıkarlarını gözetmek için sahnede olan vekillerle İzmir'in sorunları nasıl çözülecek?

Bu şehir, yatırım bekliyor, işsizliğe ve çevre sorunlarına çözüm bekliyor. Ama vekillerimizin bu konulara dair ne kadar aktif oldukları, ne kadar çözüm ürettikleri koca bir soru işaretidir.

Halka güveni boşa çıkarmayın

Buradan İzmir milletvekillerine açık bir çağrıda bulunuyoruz: Halk sizi seçti, size güvendi. O koltuklarda oturmanızın sebebi, İzmir halkının size duyduğu inançtır. Eğer bu güveni boşa çıkarırsanız, halk da sizin kim olduğunuzu, ne için orada bulunduğunuzu unutmayacaktır.

Ego ve kibir duvarlarınızı yıkın, halkın arasına karışın. Çünkü sizin göreviniz; halk için, halkla birlikte çalışmaktır.

Tarihin tozlu sayfalarına karışmak mı, halkın vekili olmak mı?

Unutmayın ki İzmir halkı, bu şehir için samimiyetle çalışan ve dertlere derman olan vekilleri asla unutmaz. Ancak halktan kopuk, kendi çıkarlarını düşünen vekilleri de bir daha hatırlamayacaktır. Şimdi söz sizde: Ya halkın vekili olursunuz ya da tarihin tozlu sayfalarına karışırsınız. Seçim sizin!