İzmir denince akla güneşli sahiller, boyoz kokusu ve sıcakkanlı insanlar gelir. Ama bu güzel şehrin bir de karanlık yüzü var. Asırlık sokaklarında, eski evlerinde ve tenha koylarında anlatılan hikayeler, dinleyenlerin tüylerini diken diken ediyor. Kimisi tarihin derinliklerinden, kimisi halkın hayal gücünden doğmuş bu efsaneler, İzmir’i bambaşka bir gözle görmenizi sağlayacak. Bahar gecelerinde fısıldanan bu gizemli olayları öğrenmeye hazır mısınız? O zaman kemerlerinizi bağlayın, çünkü bu yolculuk sizi ürpertecek!
-
Asansör’ün gölgelerdeki misafiri
Alsancak’taki tarihi Asansör, 1907’de Nesim Levi tarafından yaptırıldığında şehrin gurur kaynaklarından biriydi. Ama bugün, geceleri burada yalnız olmadığınızı hissedebilirsiniz. Ziyaretçiler, asansörün içinde eski kıyafetli bir adamın gölgesini gördüğünü söylüyor. 2019’da bir turist, “Kapılar açıldığında birinin bana baktığını hissettim ama kimse yoktu” diye anlatmış. Yerel halk, bunun Nesim Levi’nin huzursuz ruhu olduğuna inanıyor. Geceleri Asansör’e çıkmaya cesaretiniz var mı?
-
Kemeraltı’nın kayıp hanımı
Kemeraltı Çarşısı’nın kalabalığı arasında, Hisarönü’ndeki eski bir kumaş dükkanı dikkat çekiyor. 19. yüzyılda burada yaşayan genç bir kadın, nişanlısı tarafından terk edilince kendini asmış. O günden beri, dükkanın üst katında ayak sesleri ve hıçkırıklar duyuluyor. Esnaf Osman Amca, “Bir sabah geldiğimde kumaşlar yer değiştirmişti, kimse de dokunmamıştı” diyor. Kimileri bunun bir rüzgar oyunu olduğunu söylese de, çoğu kişi hanımın ruhunun hala dolaştığına emin.
-
Basmane’nin lanetli oteli
Basmane Garı yakınlarındaki harabe otel, bir zamanlar İzmir’in en lüks mekanlarından biriydi. 1920’lerdeki büyük yangında onlarca kişi hayatını kaybetti ve o günden beri bina terk edilmiş halde. Yerel halk, koridorlarda yanık kokusu ve fısıltılar duyulduğunu söylüyor. Bir taksici, “Gece oradan geçerken camda bir yüz gördüm” diye yemin ediyor. Otelin sahibinin şeytanla anlaştığına dair dedikodular da cabası. Cesaretiniz varsa, bir gece turu düzenleyin!
-
Şeytan kayası’nın sırrı
Urla’daki Karantina Adası’nda bulunan Şeytan Kayası, şeytani bir figürü andıran şekliyle biliniyor. Efsaneye göre, bir balıkçı karısını burada boğmuş ve ruhu kayaya hapsolmuş. Köylüler, geceleri kayanın etrafında garip ışıklar gördüğünü iddia ediyor. 2023’te bir doğa yürüyüşçüsü, “Kayanın yanında bir soğukluk hissettim, hava sıcaktı ama titriyordum” demiş. Bilim mi, batıl inanç mı? Siz karar verin.
-
Alsancak’taki hayalet vapur
Alsancak sahilinde, sisli gecelerde eski bir vapurun siluetini görenler var. 1950’lerde batan bir yolcu gemisinin hayaletinin körfezde dolaştığına inanılıyor. Kaptanın gemiyi kasten batırdığı ve mürettebatla denize gömüldüğü söyleniyor. Balıkçı Hasan Abi, “Bir gece düdük sesi duydum, ama deniz bomboştu” diye anlatıyor. Sis bastırdığında gözlerinizi körfeze dikin, belki siz de görürsünüz.
-
Çeşme’nin ağlayan kızı
Çeşme Kalesi yakınındaki eski Rum mezarlığında, genç bir kızın mezarı dikkat çekiyor. 1922 mübadelesinde ailesini kaybeden bu kızın, geceleri mezarının başında ağladığı söyleniyor. Bir turist, “Rüzgarın sesi mi bilmiyorum, ama bir inilti duydum” demiş. Yerel halk, onun hüzünlü ruhunun hala Çeşme’de dolaştığına inanıyor. Bahar gecelerinde Çeşme’ye yolunuz düşerse kulak verin.
Bonus hikaye: Kordon’un gizemli piyano sesi
Kordon’da, özellikle sabahın erken saatlerinde, bazıları eski bir piyano sesi duyduğunu söylüyor. Rivayete göre, 1930’larda burada yaşayan bir piyanist, sevgilisinin ölümüyle aklını yitirmiş ve her gece çalmaya devam etmiş. Bugün bile, deniz kenarında yürüyenler bu melankolik melodiyi duyduklarını iddia ediyor. Gerçek mi, yoksa dalgaların bir oyunu mu?
Sence gerçek mi, efsane mi?
İzmir’in bu hikayeleri, kimi için sadece masal, kimi içinse şehrin ruhunu yansıtan gerçekler. Bahar gecelerinde bu sokaklarda dolaşırken kulaklarınızı açın, belki siz de bir fısıltı duyarsınız. Peki, sizce en ürkütücü hikaye hangisi? İzmir’de sizin bildiğiniz bir efsane var mı? Yorumlarda paylaşın, cesaretiniz varsa bize yazın! Belki bir sonraki yazıda sizin hikayeniz yer alır.
