1905 yılı, genç bir kurmay subay olan Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatında önemli bir dönüm noktasıydı. Şam’a sürgün edilmek üzere İstanbul’dan yola çıkan Mustafa Kemal, bu zorunlu yolculukta İzmir’e uğradı. Urla, bu süreçte onun kısa bir mola verdiği yerlerden biri oldu ve sürgün yolculuğunun izlerini taşıyan bir anıya ev sahipliği yaptı.

Aydemir'den Bayraklı için çözüm çağrısı Aydemir'den Bayraklı için çözüm çağrısı

Zorunlu karantina ve ilk İzmir teması

O dönem gemi yolculuklarında sağlık güvenliğini sağlamak amacıyla Urla Karantina Adası, zorunlu bir durak olarak kullanılıyordu. Mustafa Kemal, Şubat 1905 tarihinde Şam’a giderken Urla’ya uğradı ve kısa süreli bir karantinaya alındı. Bu, onun İzmir ile ilk temasıydı. İzmir’in o dönemdeki durumunu gözlemleyen genç Mustafa Kemal, karşılaştığı manzarayı yıllar sonra şu sözlerle anlatacaktı:
“Bu güzel rıhtımı baştan başa, bize can düşmanı olan yabancılarla dolu görmüştüm.”

Mustafa Kemal’in bu ilk ziyaretinde gördükleri, onun zihninde İzmir ve Türkiye’nin geleceğine dair derin izler bıraktı. İzmir’in işgal altındaki halini görmek, onu milli mücadeleye hazırlayan faktörlerden biri oldu.

Sürgüne giderken doğan bir kararlılık

Mustafa Kemal, henüz genç bir subay olarak sürgüne giderken bile İzmir’in ve Türk milletinin özgürlüğü konusunda büyük bir kararlılık içindeydi. İzmir rıhtımında geçirdiği o birkaç saatlik süre bile, onun zihin dünyasında ileride yapacaklarına dair bir plan oluşturmasına katkı sağladı. O günlerde dile getiremediği düşüncelerini yıllar sonra şu şekilde ifade etti:
“O zaman karar vermiştim ki; İzmir, gerçek sahiplerinden gitmiştir. Fakat ne acıdır ki, o tarihte gerçeği açıklamama imkân yoktu.”