Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta tansiyon yeniden yükselirken, dünya kamuoyu olası bir nükleer tehdidi tartışıyor. Rusya’nın son dönemdeki askeri hamleleri ve nükleer kapasitesine dair yaptığı açıklamalar, küresel güvenliği tehlikeye atabilecek gelişmeler arasında yer alıyor.
Gerilim nasıl tırmandı?
Son haftalarda Rusya, Ukrayna cephe hattında askeri baskısını artırırken, Batılı ülkeler de Ukrayna'ya yönelik silah ve mühimmat desteğini hızlandırdı. NATO’nun Rusya sınırına yakın bölgelerdeki askeri varlığını artırması ve Moskova’nın buna sert tepki göstermesi, iki taraf arasındaki gerginliği daha da derinleştirdi.
Nükleer tehdit geri mi dönüyor?
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, daha önce yaptığı açıklamalarda ülkesinin nükleer kapasitesini hatırlatarak, Batı’nın müdahalelerinin "kırmızı çizgiyi" aşmaması gerektiği konusunda uyarılarda bulunmuştu. Öte yandan, NATO ve ABD, Rusya'nın nükleer söylemini bir tehdit unsuru olarak kullandığını belirterek, nükleer bir çatışmanın olasılığının düşük olduğunu ifade ediyor.
Uzmanlar ne diyor?
Uluslararası güvenlik uzmanları, taraflar arasındaki restleşmenin nükleer caydırıcılık sınırlarında gezindiğini ancak doğrudan bir nükleer savaş ihtimalinin şu an için düşük olduğunu vurguluyor. Ancak Ukrayna’daki savaşın uzun vadede nasıl bir seyir izleyeceği, bu tehdidin ciddiyetini belirleyen en önemli faktörlerden biri olacak.
