Zirve-son kuralı, insan hafızasının geçmiş olayları nasıl hatırladığını açıklayan önemli bir bilişsel önyargıdır. Bu kurala göre, bir deneyimin tamamı değil, en yoğun anları ("zirve") ve deneyimin son anları ("son") anılarımızda daha belirgin bir şekilde yer eder. Bu durum, insanların bir olayı nasıl algıladığını ve değerlendirdiğini büyük ölçüde etkiler.

Zirve Ve Sonun Ardında Yatan Psikolojik Sır Zirve Son Kuralı! (2)

Zirve-son kuralının örnekleri ve araştırmalar:

  1. Deneysel Araştırma: Daniel Kahneman ve Barbara Fredrickson'ın 1993 yılında yaptıkları bir araştırma, katılımcılara rahatsız edici bir deneyimi iki farklı şekilde sunmayı içeriyordu. İlk gruptan katılımcılar ellerini 60 saniye boyunca 14°C'lik soğuk suya batırırken, ikinci gruptan katılımcılara önce aynı şekilde 60 saniye, ardından sıcaklık 15°C'ye yükseldiğinde 30 saniye daha suya tutmaları istendi. Sonuçta, katılımcılar ikinci denemeyi tercih ettiler, çünkü son 30 saniyelik daha az rahatsız edici deneyim, ilk denemeye kıyasla daha olumlu bir anı oluşturmuştu.

    Kene krizi: Küresel ısınma ile artan tehdit Kene krizi: Küresel ısınma ile artan tehdit

Zirve Ve Sonun Ardında Yatan Psikolojik Sır Zirve Son Kuralı! (1)

  1. Kolonoskopi Araştırması: Kahneman ve Redelmeier'in 1996 yılında yaptığı bir başka çalışmada, hastaların kolonoskopi gibi rahatsız edici prosedürlere ilişkin değerlendirmeleri, prosedürün uzunluğundan ya da rahatsızlık derecesinden bağımsız olarak, yalnızca zirve anındaki (en kötü) ve son anındaki (son derece azalmış ağrı) deneyimlere dayanıyordu. Bu, zirve ve son anların, deneyimin geri kalanını gölgede bırakacak kadar güçlü bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor.

Zirve Ve Sonun Ardında Yatan Psikolojik Sır Zirve Son Kuralı! (3)

UX tasarımındaki uygulamalar:

Zirve-son kuralı, özellikle kullanıcı deneyimi (UX) tasarımında önemli bir rol oynar. Bir dijital ürün ya da arayüz tasarlanırken, kullanıcının en yoğun duygusal anları ve deneyimin sonunda yaşadığı izlenimler, genel deneyimin nasıl hatırlanacağını belirler. Bu nedenle, kullanıcı yolculuğunun zirve anlarına pozitif dokunuşlar eklemek ve sonu hoş bir şekilde bitirmek, kullanıcıların deneyimi daha olumlu hatırlamalarına yardımcı olabilir.

Örneğin, Duolingo gibi uygulamalar, dil öğrenme sürecini oyunlaştırarak kullanıcıya keyifli ve teşvik edici bir deneyim sunar. Bu uygulama, kullanıcıları ilerleme kaydettikçe ödüllendirir, zirve anlarını pekiştirir ve deneyimi unutulmaz kılar.

Kaynak: Haber merkezi