Çocukluk yıllarımızın en popüler masallarından biri olan Külkedisi, iyi kalpli ama güzelliğine ve sabrına güvenen bir kadının ödüllendirilmesini anlatır. Ancak bu masal, aynı zamanda toplumun kadınlara biçtiği geleneksel rolleri de pekistirir. Kadınlar sabırlı, sessiz ve fedakâr olduklarında, kurtarılmayı hak ederler. Erkekler ise seçen ve gücün sahibi olan figürlerdir.
Bu anlayış, kadınların özgürleşmesini engelleyerek onlara pasif bir rol biçer. Toplum, kadınların bağımsız hareket etmesine değil, "doğru zamanda doğru kişi tarafından seçilmesine" odaklanır.
Külkedisi sendromu nedir?
Külkedisi sendromu, kadınların kendi ayakları üzerinde durmak yerine, hayatlarını düzene sokacak bir kurtarıcıya bel bağlamalarını ifade eden bir kavramdır.
Kadınlar, çocukluklarından itibaren öğretilen bu kalıplar nedeniyle, ekonomik ve duygusal bağımsızlığı kazanmak yerine bir kurtarıcının geleceğine inanır. Bu sendrom, genellikle özgüven eksikliği ve toplumsal beklentilerle şekillenir.
Külkedisi sendromunun temel belirtileri:
- Hayatlarını değiştirecek bir partner beklemek
- Karar alma sürecinde başkalarının yönlendirmesine bağımlı olmak
- Kendi başarılarını göz ardı ederek, mutluluğu dış faktörlere bağlamak
- Risk almak yerine mevcut düzene uymayı seçmek
Toplumsal yapının etkisi
Kadınlar, çocukluk yıllarından itibaren "uyumlu, fedakâr ve itaatkâr" olmaları konusunda şartlandırılırken, erkekler "gücün, koruyuculuğun ve seçici olmanın" sembolü olarak yetiştirilir.
Kadınların "kurtarılma" fikrine bağlı kalmalarının temelinde ekonomik bağımlılık, geleneksel aile yapısı ve medya temsilleri yatıyor. Popüler kültürde "beyaz atlı prensini bekleyen" kadın imajı sürekli yeniden üretiliyor. Bu örüntü kırılmadıkça, kadınların bireysel bağımsızlık kazanması zorlaşıyor ve toplumun dayattığı roller süreklilik kazanıyor.
Gerçek kurtuluş: Bağımsızlık ve farkındalık
Kadınların kendi hayatlarını aktif bir şekilde yönetebilmeleri için şu adımlar önemlidir:
- Ekonomik bağımsızlığı kazanmak: Kariyer planlaması yapmak ve finansal okuryazarlığı geliştirmek
- Toplumsal kalıpları sorgulamak: Kadın-erkek rolleriyle ilgili geleneksel inancı eleştirel bir bakışla değerlendirmek
- Kendi kararlarını alabilmek: Hayatının yönünü belirlerken, dış faktörlerden ziyade kendi isteklerine odaklanmak
- Kendi değerini fark etmek: Başarılarını ve potansiyelini görmek, kendini sevip kabul etmek
Kadınların kendi gücülerini fark etmeleri, toplumsal normların değişmesini sağlayabilir. Gerçek kurtuluş, bir başkasının gelip hayatını değiştirmesi değil, bireyin kendi hayatını aktif bir şekilde yönetmesidir.