Toplumda yerleşik olan cinsiyetçi kalıp yargılar, kadın ve erkeği birbirine zıt ve dışlayıcı kategorilerde sınıflandırır. Erkeklik; güç, kontrol ve iktidar ile özdeşleştirilirken, kadınlık; itaat, boyun eğme ve zayıflıkla ilişkilenir. Bu dengesizlik, şiddetin ilişkilerde normalleşmesine ve kabul edilmesine yol açar.

Flört şiddeti nedir?

Flört şiddeti, duygusal, romantik ve/veya cinsel birliktelik yaşayan partnerlerden birinin diğeri üzerinde gücü ve kontrolü ele geçirmek için başvurduğu bir şiddet türüdür. Genellikle 14-25 yaş arasında görülür ve çoğunlukla zamana yayılan, belirli bir örüntüyü takip eden zarar verici davranışları içerir.

Mimoza çiçeği anlamı ve hikayesi: Güneşin sembolü ne anlatıyor? Mimoza çiçeği anlamı ve hikayesi: Güneşin sembolü ne anlatıyor?
  • Fiziksel şiddet: Partnerin kasıtlı olarak diğerinin bedenine zarar vermesi.
  • Cinsel şiddet: Partnerin "hayır" yanıtını kabul etmeyerek cinsel birlikteliğe veya yakınlığa zorlaması.
  • Psikolojik şiddet: Korku uyandırma, kendine güven ve saygı kaybına yol açan davranışlar.
  • Sosyal şiddet: Partnerin sosyal ilişkilerini kısıtlaması, yalnızlaştırma girişimleri.
  • Dijital şiddet: Teknolojik araçlarla tehdit veya kontrol altına alma eylemleri.

Rıza ve rıza inşası

Rıza, bireyin herhangi bir baskı, tehdit veya zorlama olmadan, tamamen özgür iradesiyle bir eylemi kabul etmesi anlamına gelir. Ancak, alkol etkisi, uyku hali, şiddet altında olma gibi durumlarda gerçek bir rızadan söz edilemez. Ayrıca, eylem sürecinde verilen rıza her an geri çekilebilir.

Rıza inşası ise, bir kişinin hayır yanıtını evete dönüştürmek için manipülasyon, ısrar ve psikolojik baskı gibi yöntemlerle ikna edilmeye çalışılmasıdır. Bu durum, bireyin gerçek anlamda özgür iradesiyle karar vermesini engelleyebilir ve cinsel saldırı suçu kapsamına girebilir.

Toplumsal cinsiyetin ilişkilerdeki etkisi

Toplumsal cinsiyet rolleri, ilişkilerde güç dinamiklerini belirler. Erkeklerden baskın ve gücülü olmaları beklenirken, kadınlardan nazik ve edilgen olmaları beklenir. Bu algı, ilişkilerdeki eşitsizliği besleyerek şiddetin sürekliliğini sağlayabilir.

Ayrıca, duygusal ifadelerde de toplumsal cinsiyetin etkisi hissedilir. Erkeklerden daha az duygusal olmaları beklenirken, kadınlardan daha fazla bağlılık ve duygu göstermeleri beklenir. Bu durum, bireylerin kendilerini özgürce ifade etmelerini zorlaştırabilir.

Kaynak: Haber Merkezi