İzmir’in Torbalı ilçesi, yalnızca tarımsal zenginliğiyle değil, 19. yüzyılın sonlarında Osmanlı döneminde düzenlenen at yarışlarıyla da sosyal hafızaya kazındı. 1896 yılında Torbalı’da gerçekleşen yarışlara dair ortaya çıkan fotoğraflar, dönemin toplumsal yapısını ve özellikle kadınların kamusal alandaki varlığını çarpıcı bir biçimde gözler önüne seriyor. Kadınlar beyaz şemsiyeleriyle sıcaktan korunurken, örtüleriyle tribünlerdeki yerlerini aldı; hem yarışları izledi hem de tarihe tanıklık etti.

Spor değil, aynı zamanda bir sosyalleşme ve temsiliyet alan

19. yüzyılın son çeyreğinde Osmanlı İmparatorluğu'nda modern spor faaliyetleri şekillenmeye başlamıştı. At yarışları ise bu dönüşümün en gözde organizasyonları arasında yer alıyordu. İstanbul’da zaman zaman yasaklanan yarışlar, İzmir'de aralıksız devam etti. Buca, Güzelyalı, Tire ve Torbalı gibi bölgelerde düzenlenen yarışlar, cuma ve pazar günleri gibi dikkatle seçilmiş zamanlarda halkla buluştu. 1896 Torbalı yarışları ise özellikle kadınların yoğun katılımıyla farklılaştı.

Ticari, Köylü, Teselli: Yarışlar toplumu yansıttı

1898 yılında Tepeköy ve Torbalı’da düzenlenen yarışlar, “Ticariye”, “Köylü” ve “Teselli” gibi kategorilere ayrıldı. Bu sınıflandırma, Osmanlı toplumunun yapısına dair önemli ipuçları sunarken, atçılığın sadece elit kesime değil, tüm halka açık bir alan olduğunu gösterdi. Dönemin İzmir Belediye Başkanı Eşref Paşa ve yönetim kurulu üyesi Abdullah Paşa’nın da katıldığı etkinlikler, sadece spor değil kültürel bir vitrin görevi de üstlendi.

İzmir'in unutulan hazinesi selluka çiçeğinin büyüleyici hikayesi İzmir'in unutulan hazinesi selluka çiçeğinin büyüleyici hikayesi

Torbalı’da kurulan hara, Osmanlı saray geleneğinin Ege’deki yansımasıydı

Sultan II. Abdülhamid’in emriyle Torbalı’da kurulan çiftlik ve hara, Osmanlı atçılık geleneğini Ege’ye taşımayı hedefliyordu. Saray protokolünde önemli yer tutan atçılığın, İzmir’de Levantenler öncülüğünde organize edilen yarışlarla paralel şekilde gelişmesi, bölgenin kültürel çeşitliliğini de ortaya koydu. Torbalı’daki yarışlar, bu yönüyle yalnızca sportif bir etkinlik değil, Osmanlı’nın modernleşme çabalarının ve toplumsal açılımlarının da bir yansıması oldu.

Kadınların beyaz şemsiyeleri tarihe gölge değil, iz bıraktı

Tribünlerde yer alan beyaz şemsiyeli kadınlar, dönemin sosyal kurallarına rağmen kamusal alanda kendine yer açmayı başardı. Kadınların yarış alanındaki varlığı, o döneme göre çığır açıcıydı. Beyaz şemsiyelerin ardındaki bu sessiz ama güçlü varlık, kadınların toplumsal temsiliyetine dair bir öncülük örneği olarak değerlendiriliyor. Bugün eşitlik kavramının üzerine inşa edildiği birçok hak talebinin, o dönemlerdeki bu küçük ama anlamlı adımlarla şekillendiği düşünülüyor.

Muhabir: Tuğçe Cengiz