Bu topraklarda destan yazmak, ölümü öldürmek, ölümü yenmek demektir. 18 Mart 1915’te Çanakkale’de, Türk milleti ölümle dalga geçti! Ölüme mermiden hızlı yürüyen adamların hikâyesidir Çanakkale… 
Karşısında dünyanın en büyük orduları, dönemin en güçlü silahları, en kalabalık donanmaları vardı. Ama onların unuttuğu bir şey vardı: Türk, vatanı için gerekirse toprağa düşer ama asla diz çökmez!

Düşman Çanakkale’ye gelirken hesap yapmıştı. “Şu kadar gün içinde İstanbul’u alırız, Osmanlı’ya diz çöktürürüz, Boğazları ele geçiririz” diye kâğıt üstünde savaş kazanmışlardı bile! Ama o hesaplarda, Seyit Onbaşı’nın sırtında taşıdığı 276 kiloluk mermi yoktu. 57. Alay’ın gözünü bile kırpmadan toprağa düşeceği, Mustafa Kemal’in “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum” diyecek kadar büyük bir lider olduğu hiç hesapta yoktu!

Cephede yürek ve millet vardı. Annesinin elini öpüp, “Hakkını helal et ana, belki dönemem” diyen 15 yaşındaki Mehmet vardı. Daha sakalı çıkmamış Mehmet, yan yana saf tuttu, siper kazdı, süngüsünü bilevleyip toprağa yattı Mehmet…
Çanakkale’de bir milletin çocukları, babaları, ağabeyleri, kardeşleri vardı. 
Farklı ailelerden köylerden kasabalardan gelen  Mehmetler oradaydı ama anaları aynıydı : Vatan!

İngilizler, Fransızlar, Anzaklar, Hindistan’dan getirilen askerler… Dünyanın her köşesinden toplanmış işgalciler Çanakkale’de toplandı. Ama bir şeyi anlamadılar: Türk milletinin imanını, yüreğini ve cesaretini korkuyla ölçemezler! Gemileriyle geldikleri gibi gittiler, ama giderken arkalarına bakıp şunu gördüler: Türkler, ölmekten korkmaz!

Ama her nesil, bu ruhu yaşatmazsa, geçmişin şanlı destanları unutulursa, işte o zaman düşman yine fırsat kollar. Çanakkale sadece geçmiş değil, bugünün de dersi! O gün Mehmetler vatanı kanıyla savundu, peki biz? 

Çanakkale sadece bir savaş değil, Türk’ün dünyaya meydan okumasıdır! O gün Seyit Onbaşı’nın kaldırdığı mermiyi yere düşürmeyen irade, bugün bizim omuzlarımızdadır. Eğer bu destanı sadece tarihte kalmış bir hikâye olarak görürsek, işte o gün kaybederiz!

O yüzden ne olursa olsun, Çanakkale’yi unutmayacağız, unutturmayacağız!
Bu toprakları kanıyla sulayan o kahramanlara bir borcumuz var. Öyle kuru kuru “Ruhları şad olsun” demek yetmez! Onların bıraktığı mirasa sahip çıkmak, Çanakkale ruhunu yaşatmak, gerektiğinde bu vatan için ayağa kalkmak gerekir!

Çünkü Çanakkale geçilmez, Türk yenilmez!
Ve o gün korkuyla kaçanlar, bugün de bilir ki:
Bu toprakların üstü kadar, altı da kahraman doludur!