Eskiden cesur adamlar baş tacıydı. Yiğidin hakkını yiğide vermek bir onur meselesiydi. Mahallede, köyde, şehirde mert adamın sözü dinlenirdi. Efelik, delikanlılık, adamlık… Bunlar sadece kelime değil, bir duruştu. Ama ne oldu? Cesurlar bir bir yalnızlaştı, korkaklar kalabalık oldu. Sanki görünmez bir el, cesaretin köklerini budadı, mertliğin sesini kıstı.

Şimdi herkes susmayı tercih ediyor. Yanlış gördüğünde görmezden gelmek, haksızlığa uğradığında sineye çekmek, doğrudan yana değil güçten yana durmak moda oldu. Yiğit adam, dik duran adam artık “sorun çıkaran” olarak görülüyor. O yüzden mertlik yalnız bırakıldı. Çünkü cesur olmak, bedel ödemek demek. Bu bedel, bazen yalnızlık, bazen dışlanma, bazen de en sevdiklerinden uzak düşme anlamına geliyor.
Etrafına bak, kaç kişi hakkını savunabiliyor? Kaç kişi yanlış gördüğünde ses çıkarıyor? Kaç kişi “Doğru olan budur” diyebiliyor? Cesurlar her zaman azdı, ama hiç bu kadar yalnız bırakılmamışlardı. Oysa tarih, yalnız cesurların yazdığı destanlarla dolu. Vatanı için kellesini koyanlar, en zor zamanda davasını satan değil sahip çıkanlar, rahatına bakmak yerine halkı için diken üstünde yürüyenler… Hepsi bir bedel ödedi. Onlar, kalabalıkların sessizliğine meydan okuyarak, tarihin sayfalarına adlarını altın harflerle yazdırdılar.

Bugün ise korkaklar bir araya gelip kalabalık olmayı marifet sanıyor. Doğrunun yanında durmak yerine, güçlünün yanında durmayı tercih edenler çoğaldı. Menfaat için eğilenler, güçlüye biat edenler, rüzgâra göre yön değiştirenler her yerde. Ama unutulmaması gereken bir şey var: Korkaklar unutulur, cesurlar hatırlanır. Tarih, korkakların değil, cesurların hikayeleriyle yazılır.

Zor zamanlar yiğitleri yalnız bırakır. Ama unutmayın, tarih hep onları yazar. Çünkü vatanı, milleti, onuru için bedel ödeyenler, susturulsa da, yalnız kalsa da asla kaybetmez. Kaybeden, korkup sessiz kalanlardır. Cesaret, bulaşıcı bir virüs gibidir. Bir kişi cesur davrandığında, etrafındaki diğer insanlara da ilham verir. Belki de bu yüzden korkaklar, cesurların yalnız kalmasını isterler. Çünkü bir araya geldiklerinde, durdurulamaz bir güç haline gelirler.

Unutma ki, en karanlık anlarda bile bir mum, odayı aydınlatmaya yeter. O mum, senin cesaretin olabilir. Yalnız kalsan bile, doğru bildiğinden şaşma. Çünkü sonunda, yalnız cesurların yazdığı destanlar kalır geriye.