Eskiden mahalle dediğin koca bir aileydi. Sabah kapıyı açınca bir komşunun “Günaydın” demesiyle güne başlanır, çocuklar kahvaltısını eder etmez soluğu sokakta alırdı. Kimse saat başı “Neredesin?” diye çocuğunu aramaz, herkes birbirine göz kulak olurdu. Sokakta oynayan çocukları bütün mahalle büyütürdü. Şimdi ise apartmanlarda yan dairede kim oturuyor bilmiyoruz. Asansörde karşılaştığımız komşuya selam vermeye çekinir hale geldik.
Hepimizin bir mahallesinde abisi, ablası, teyzesi, bakkalı, kasabı vardı. Bakkal amca, annemizden çok bizi görürdü. “Hallederiz” diye ekmek yazdırılan defter, harçlıksız kaldığımız gün bedavaya verilen sakızlar vardı. Şimdi marketten sipariş veriyoruz, kimseyle tek kelime etmeden poşetimizi kapının önünden alıyoruz.
Sokaklar çocuk sesleriyle doluydu eskiden. Misket oynayan, sek sek zıplayan, ip atlayan, top peşinde koşan çocukları izleyen yaşlı teyzeler, amcalar olurdu. Arada bir cam kırılır, “Şimdi yandık” diye korkulurdu ama kırılan camdan çok, “Oynayın ama dikkatli olun” diyen komşular vardı. Şimdi çocuklar odalarında, ekran başında büyüyor. Artık çocuklarımız komşunun camını kırmıyor, ama göz göze gelmeyi de bilmiyor.
Mahallede herkes birbirinin derdini bilirdi. Yeni doğan bir bebek varsa, yan komşu çorba taşırdı. Bir evde cenaze oldu mu, herkes o yasın ortağı olurdu. Şimdi alt katta biri kayıp verse, üst kattakinin haberi bile olmuyor. Hatta bir apartmanda cenaze varken, yan dairede kutlama yapılıyor. Eskiden mahallede düğün mü var, tüm mahalle düğün yerine dönerdi. Şimdi davetiye ile bile insanlar düğüne gitmiyor.
Ne oldu bize? Binalar yükseldikçe, insanlığımız küçüldü. Kapılar kapanınca, kalpler de kapandı. Eskiden açık olan kapılar artık kilit üstüne kilitli, güvenlik kameralarıyla çevrili. Çocuklarımızı sokağa çıkaramaz olduk, çünkü güvenemiyoruz. Eskiden mahallenin abisi, mahallenin teyzesi olurdu, şimdi mahallede kimse kimseyi tanımıyor.
Mahalle kültürü sadece bir adres değil, bir yaşam biçimiydi. Paylaşmaktı, dayanışmaydı, komşunun çocuğunu kendi çocuğun bilmekti. Şimdi herkes kendi evine çekildi, kimse kimseyle ilgilenmez oldu. Ama şunu unutmayalım, insana iyi gelen şey beton binalar değil, insanın insana değmesidir. Peki biz, tekrar o eski mahalle kültürünü geri getirebilir miyiz? Yoksa artık apartmanlarda birbirimizi bilmeden, görmeden, selamsız sabahsız yaşamaya devam mı edeceğiz?