Prof. Dr. Elgin, görme engelinin doğuştan veya sonradan edinilen sebeplerle meydana geldiğini ifade etti. Kalıtımsal hastalıkların başlıca neden olduğunu belirten Elgin, özellikle akraba evliliklerinin genetik hastalık riskini artırdığını vurguladı. Hamilelik sırasında geçirilen enfeksiyonlar, kan uyuşmazlığı ve prematür doğumlar da risk faktörleri arasında yer alıyor.
“Son yıllarda çoklu gebeliklerin artışıyla prematür doğumlar da arttı. Bu çocuklar ciddi görme engeli adaylarıdır. Bu tür durumlarda erken teşhis ve tedaviyle görme kaybının büyük ölçüde önüne geçilebilir,” diyen Elgin, bu konuda farkındalık oluşturmanın önemini vurguladı.
İleri yaşta görme kaybına dikkat: Diyabet, glokom ve sarı nokta
Doğuştan gelen nedenlerin yanı sıra, şeker hastalığı (diyabet), glokom ve yaşa bağlı sarı nokta hastalığı gibi sonradan edinilmiş hastalıkların özellikle ileri yaşlarda ciddi görme kaybına neden olabileceğini belirtti.
Bu tür hastalıkların erken teşhis ve tedaviyle önlenebileceğini söyleyen Elgin, toplumdaki bireylerin düzenli göz muayenesi yaptırmaları gerektiğinin altını çizdi.
Çocuklar için görme engeli sadece fiziksel değil, sosyal bir sorun
Prof. Dr. Elgin, görme engelinin bireylerin bilişsel ve sosyal gelişimini olumsuz etkilediğini, çocukluk döneminden itibaren zorluklarla karşılaşıldığını ifade etti. Görme engelli çocukların özel eğitim sınıflarında eğitim almasının önemli olduğunu belirten Elgin, uygun eğitim alamayan çocukların giderek toplumdan izole hale geldiğini ve iş hayatında da ciddi engellerle karşılaştığını söyledi.
Elgin, “Bu bireylerin toplumla daha fazla bütünleşebilmeleri için uygun iş alanlarında çalışmaları, maddi ve manevi olarak bağımsız olmaları sağlanmalıdır. Bu, yalnızca bireyler için değil, toplum için de büyük bir kazanım olacaktır,” diye ekledi.
Kazalar önlenebilir: İş ve trafik güvenliği şart
Sonradan oluşan görme kayıplarının önemli bir kısmının kazalardan kaynaklandığını belirten Elgin, iş kazaları ve trafik kazalarının görme engelli bireylerin oluşumuna yol açtığını söyledi.
Bu tür kazaların önlenmesinde alınacak tedbirlerin hayati önem taşıdığını ifade etti.
Toplumun farkındalığı artarsa görme kaybı azalır
Görme engelinin büyük ölçüde önlenebilir bir sorun olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Elgin, genetik danışmanlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması, hamilelik dönemi sağlık kontrollerinin artırılması ve toplumun bu konuda bilinçlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Son olarak, görme kaybına yol açabilecek durumların erken teşhis ve tedaviyle önlenebileceğini bir kez daha hatırlatan Elgin, “Görme engelinin toplumda yüzde 6 ila 7 oranında görüldüğünü unutmamalıyız. Bu oranı azaltmak, farkındalık ve sağlık hizmetleriyle mümkün,” dedi.