Geçmiş dönem AK Parti Milletvekili Metin Külünk, İzmirdesondakika TV "Bize Özel" programında Gazeteci Pelin Çini'nin sorularını yanıtlayarak, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Pelin Çini: Bir yandan "Sokağa çıkmayın" diyen İçişleri Bakanımız, bir yandan sokağa davet eden ana muhalefet lideri söz konusu. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Ne söylemek istersiniz güncel durumla ilgili?
Metin Külünk: Siyaset demokratik zeminde yapılır. Sokak illegal yapıların işidir. Sayın Özel bir karar vermeli: İllegal örgüt lideri mi yoksa 4 Eylül Sivas Kongresi'nde Anadolu'da mandacılığı reddeden, "Mutlaka bağımsızlık" diyen ve bütün baskılara rağmen batının baskısına, hatta Amerika'nın baskısına rağmen Sivas Kongresi kararlarında "Ya istiklal ya ölüm! Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" diyen Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu partinin genel başkanı mı? Bu üslup hiç yakışmıyor. Burada bir soru sormalıyız: Sayın Özel neden bu kadar panik atak? Bu aslında ciddi bireysel bir psikolojik problem alanı açığa çıkarıyor.
Pelin Çini: Ekrem İmamoğlu'nun evine saat 06:15’te polislerin gitmesi, o şekilde emniyete götürülmesi... O mesele sanki biraz bütün bu tepkilerin üst perdeden olmasına sebebiyet vermiş olabilir mi? Yani dönüp baktığımızda ifadeye çağrılsa, zaten başka soruşturmaları, dosyaları olan birinden bahsediyoruz. Gidebilirdi. Hani böyle bir eve bu kadar "baskın", tırnak içinde bir şekilde operasyon halinde alınmasından dolayı mı acaba etkiye tepki gibi bir durum söz konusu?
Metin Külünk: Bu sizin düşünme biçiminiz olarak bir pencere olarak açık durabilir. Ancak ortada iddiaların boyutları...İddiaların boyutları bir örgütlü yapı şüphesi... Doğrudan terör örgütleriyle iltisak noktasındaki şüphe ve deliller... Bakınız, PKK'nın Avrupa kanadına giden 100 milyon dolardan bahsediliyor. Demirtaş'ın hanımına bu 100 milyon dolardan 20 milyon doların aday olmaması için transfer edildiğinden bahsediliyor. PKK'nın siyasi kanadının Avrupa kanadının başındaki terör örgütü mensubuna 80 milyon dolar transfer edildiğinden bahsediliyor. CHP'nin İstanbul'u kazanmak uğruna bir anda Kandil'dekileri İstanbul'un ilçeleri dahil, büyükşehrin iştirakleri dahil yönetime ortak hale getirdiği iddialarının bu kadar güçlü delillerle konuşulduğu bir süreçte ve de kamera görüntülerinde delillerin çok açık olduğu bir iddia silsilesinde polisin sabah 6'da İmamoğlu'nu konutundan emniyete davet ederek götürmesine tepki duyulduğu kadar ben CHP'nin yurtseverlerinin İmamoğlu'nun üzerindeki kuvvetli delile dayalı yolsuzluk iddiaları, terör örgütüyle olan iltisak iddiaları, terör örgütüne kaynak transfer etme iddiaları, büyükşehirdeki ve bağlı belediyelerdeki ihalelerle ilgili...
Pelin Çini: Kayyum atanır mı?
Metin Külünk: Bir kere henüz savcılık soruşturması devam ediyor. Dolayısıyla önce ifadeler bitecek, emniyetteki ifadeler bittikten sonra savcılığa gidecek. Yargı mensupları, savcılık makamı tekrar ifadelerini alacak. Emniyetteki ifadelerden sonra gözaltındaki isimleri mahkemeye sevk edecek. Mahkemenin bu şahıslarla ilgili şüpheye, delile, bilgiye dayalı, belgeye dayalı iddialar üzerinden bir karar vermesi gerekecek. Kayyum atanabilme ihtimali var mı? Evet, tabii ki. Atanmama ihtimali var mı? Verilecek karara bağlı. Onun için savcılarımızın ve hakimlerimizin vereceği kararı görmek, ondan sonra bu konuda hüküm ihdas etmek daha anlamlı olur.
Pelin Çini: Metin Bey, her şey olabilir gibi yani her şeyin olabileceği bir atmosferin içindeymişiz gibi bir durum söz konusu. O yüzden bu konuda sizin fikrinizi merak ediyorum. Özellikle bu Mansur Bey'le ilgili...
Metin Külünk: Bakın, ondan önce bir şey söyleyeyim ben size. Kamuoyuna yansıyan bilgilerden tutuklu olan Beylikdüzü Belediye Başkanı için, saygı duyduğum bir hesap, yakinen de vatanseverliğine şahit olduğum gazeteci Erdem Atay; diyor ki "tutuklu Beylikdüzü Belediye Başkanı muhtemelen itirafçı olacak." Gece Almanya'nın, Almanya'yı kontrol eden Bavyera ekolü, evangelist-siyonist ekol bir anda tuşlara bastı. Sokakları gezi kalkışması gibi hareketlendirmek için tuşlara bastı. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alacak sloganlar atılıyor. Ya adres burada! Bu dalganın kendisine ulaşacağını gördü, Esenyurt operasyonundan sonra. Çünkü biliyor kendileri ne yaptıklarını.
3 yıl var Cumhurbaşkanlığı seçimlerine, 3 yıl...
2028 seçimlerine daha 3 yıl var. Bu arkadaş düştü ortalığa ve CHP ilk defa kendi tarihinde seçimlere 3 yıl varken kalktı Cumhurbaşkanı adaylığı ile ilgili Mansur Yavaş'ı tasfiye etmek için, CHP tabanında çıkmaması için, Kemal Bey'i tasfiye etmek için, Kemal Kılıçdaroğlu'nu tasfiye etmek için, Muharrem'in partiye dönüşünü, Sayın Muharrem İnce'nin partiye dönüşünü etkisizleştirmek için...
Özgür Özel, kongrede, şaibeli kongrede seçilmesinin en stratejik gerekçesi olan Ekrem İmamoğlu'na diyetini ödeyebilmek için bir anda Cumhurbaşkanı adayını belirliyor. "Ön seçim yapıyoruz" tartışmasını başlattı ve bir ön seçim süreci başlattı.
Bir ismin ikbali için, gelecek hesabı için ve de küresel güçlerin Türkiye'de muteberliği için harcanmış... Bunun da hesabı sorulmayacak şeyin farkında. Yani yargının bu konuda önüne gelen belge, delillerle süreç yöneten duyduğu panikle stratejik bir hamle yapmanın peşinde.
Pelin Çini: İki sorum olacak, İkinci bir Gezi dönemi tetikleniyor mu? Kayyum meselesi ile ilgili isminiz anılıyor, sizin kulağınıza böyle bir şey geldi mi?
Metin Külünk: Pelin Hanım, ikinci Gezi kalkışması peşindeler. Ancak bu Gezi kalkışması da İmamoğlu'nun yaşadığı yargı süreci... Sebeplerden bir sebep, asıl mesele Sayın Bahçeli'nin — Allah şifa versin — sonbahardan itibaren herkesi şaşırtan, son derece devlet aklıyla yönetilen stratejik çıkışları.
Türkiye'yi Arz-ı Mevud planlarına kurban etmek isteyen güçlerin bütün oyununu bozdu Avrupa kanadını. Onun için ikinci Gezi kalkışması ciddi anlamda tetikleyebilir.
Ama ben öğrencilerimizin de kesinlikle bu oyuna gelmeyeceklerini, soğukkanlı itiraz edebileceklerini, eleştirebileceklerini, kızabileceklerini ama bunların hiçbirisinin çözümünün sokak ve polisimizle karşı karşıya gelmek olmadığını bileceklerini düşünüyorum.
Bu süreç aşılacak. Önümüzde zorlu bir iki ay aşılacak. Türkiye'nin yükselişi hiç kimsenin hayal etmediği kadar muhteşem olacak. Arınma devam edecek, bağırsaklarını temizleme süreci devam edecek.
Dolayısıyla soğukkanlı olalım. Bu anlamda sizin aracılığınızla Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na, Sayın Muharrem İnce'ye, Sayın Oğuz Kaan Salıcı'ya, Sayın Mansur Yavaş'a çağrı yapıyorum:
İstanbul'da polisle bu memleketin evlatlarını karşı karşıya getiren bu görüntülere izin vermeyin, hiçbir yerde izin vermeyin.
Çıkın CHP'nin tabanına ve üniversite öğrencilerine bu ülkenin hepimiz için kıymetli olduğunu, bu ülkede içeriye harcayacak enerjimizin olmadığını, kirli oyunlara gelmememiz gerektiğini, yargıya saygı duymak gerektiğini, dolayısıyla doğrunun ve yanlışın ortaya çıkmasını sabırla beklememiz gerektiğini anlatın.
Ama bütün bunlar olup biterken CHP'nin başındaki genel başkanın da çaresizliğinin, koltuğunu kaybetme korkusunun ve bir kurultay iptalinde Özgür Özel'in seçimi kazanma ihtimalinin çok zayıf olduğunu herkes biliyor.
Diğer söylediğiniz soruyla ilgili, benim bilgim yok. İstanbul daha iyi yönetilmeyi hak ediyor, onu söyleyebilirim.
İstanbul daha iyi yönetilmeyi... İstanbul'da 3 saatte bir yerden bir yere gidilirken, İstanbul'u yerel yöneten yerel yöneticilerin ilgisizliğini, alakasızlığını hak etmiyor.
Bozulan metrobüsleri hak etmiyor, bozulan otobüslerini hak etmiyor. Kurumlarda kaybolmuş insicamı hak etmiyor.
Bu şehir, dünyaya söyleyeceğimiz en stratejik sözdür. Bu sözü gözümüzün içi gibi koruyacağız.