Son zamanlarda etrafınıza şöyle bir bakın… Kaç kişi gerçekten iyi, dinç, huzurlu hissediyor? Pek az. İnsanlar yorgun. Hem de öyle “biraz dinlenince geçer” türden bir yorgunluk değil bu. Daha derin, daha içsel… Uykuyla geçmeyen, kahveyle toparlanmayan, tatille bile tam olarak silinmeyen bir tükenmişlik hali var üzerimizde.

Hayat hepimiz için gittikçe daha hızlı ve daha yorucu bir hal alıyor. İş yükü, geçim kaygısı, gelecek belirsizliği, sosyal ilişkilerde yaşanan kopukluklar derken zihnimiz dolup taşıyor. Gün bitiyor ama zihin çalışmaya devam ediyor. Telefon elimizden düşmüyor, ekranlar kapanmıyor. Kendimize, bedenimize, ruhumuza ayırdığımız alan daralıyor. Ve bir bakmışız ki en çok kendimizi ihmal etmişiz…

Tam da burada, belki de hiç beklemediğiniz bir çözüm çıkıyor karşımıza: Spor. Evet, spor! Dışarıdan bakıldığında sadece fiziksel bir aktivite gibi görünse de, aslında zihinsel bir şifa yöntemi. Çünkü hareket ettikçe sadece kaslarınız değil, düşünceleriniz de hareket ediyor. İçine düştüğünüz o ağır ruh halinden çıkmak, biraz da vücudunuza alan açmakla mümkün oluyor.

Spor yaptığınızda vücut mutluluk hormonları salgılıyor; endorfin, serotonin, dopamin... Tüm bu doğal kimyasallar sizi yeniden hayata bağlamaya başlıyor. Üstelik bu değişim birkaç ay sonra değil, çoğu zaman ilk hareketle başlıyor. Bir yürüyüş, birkaç esneme hareketi ya da tempolu bir koşu bile zihninizdeki sis perdesini aralayabiliyor. O an belki tüm sorunlar çözülmüyor ama bakış açınız değişiyor. Ve bu bile başlı başına bir rahatlama.

Spor aynı zamanda bir nefes alma biçimi. Günün tüm yükünü omzunuzdan atmak, sadece kendinize ait bir zaman yaratmak için muhteşem bir araç. Üstelik spor yapmak için profesyonel atlet olmanıza, spor salonuna yazılmanıza ya da saatler harcamanıza gerek yok. Evde birkaç dakika ayırmak bile yetiyor bazen. Önemli olan, harekete geçmek.

Unutmayın, spor sadece vücudu değil, ruhu da çalıştırır. Biriken stresin, bastırılan duyguların ve zihinsel yorgunluğun en etkili panzehirlerinden biridir. Tükenmişlik hissi sizi ele geçirmeden önce, kendinize bir iyilik yapın. Telefonu bir kenara bırakın, nefes alın, hareket edin. Çünkü bazen hayata yeniden başlamak, sadece bir adımla mümkün.

Ve belki de en çok ihtiyacımız olan şey bu: Kendimize yeniden yaklaşmak. Sporla, bedenle, nefesle... Tükenmeden, tükenmişliğe dur diyerek.