2020 yılı, Türkiye’nin unutulmaz ve acı hatıralarından bir olarak tarihe geçti. 30 Ekim’de İzmir’de gerçekleşen 6.6 büyüklüğündeki deprem, hem şehir hem de tüm ülkeyi derinden sarstı. Gerçekleşen bu büyük felaket, sadece insanların hayatlarını kaybetmesine yol açmakla kalmadı, aynı zamanda yapı sağlığı ve inşaat güvenliği konularını da tekrar gündeme taşıdı. Bir mühendis olarak, bu süreçte yaşananları ve sonrasındaki çözüm arayışlarını değerlendirmek istiyorum.
Depremin İzmir üzerindeki etkileri: Acı gerçekler
İzmir’deki deprem, sadece birkaç saniye sürdü ama etkisi yıllardır hissediliyor. Bayraklı, Bornova ve Karşıyaka gibi bölgelerdeki binaların büyük oranda hasar alması, o anı yaşayan herkesin zihninde iz bırakmıştır. Bu depremde, 114 canımızı kaybettik ve binlerce insan evsiz kaldı. Yıkımın boyutlarını gördükçe, bu tür felaketlere karşı dayanıklı yapılar inşa etmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha kavradık. Ancak maalesef, birçok bina ya depreme dayanıklı değildi ya da inşa edilirken gerekli mühendislik önlemler alınmamıştı. Hem işçilik hataları hem de eski yönetmeliklere göre inşa edilen yapılar, bu tür bir felakete karşı savunmasız kaldı. Binaların kontrollerinin yetersizliği, doğru malzeme kullanılmaması, hatalı imalatlar ve binaların güçlendirilmemesi, depremdeki yıkımın nedenlerinden sadece birkaçıdır.
Yapı sağlığı ve deprem güvenliği: Neden bu kadar önemli?
Bir mühendis olarak, her zaman şunu söylerim: "Yapı sağlığı" denilen kavram, bir yapının güvenliğini ve dayanıklılığını belirleyen en önemli unsurdur. Depreme dayanıklı yapılar inşa etmek, sadece teknik bilgi ve mühendislik değil, aynı zamanda bir sorumluluktur. Deprem, o an olduğu gibi, yıllarca üzerinde çalıştığınız binaların ne kadar güvenli olduğunu gösteren bir test gibidir. İzmir depremi, bize "daha dayanıklı yapılar" inşa etme gerekliliğini bir kez daha hatırlattı. Binaların depreme dayanıklı olması için, doğru mühendislik çözümleriyle inşa edilmesi gerekir. Bunun için, sadece yapıların inşaat aşamasında değil, sonrasında da izlenmesi, düzenli olarak kontrol edilmesi gerekmektedir. Pek bu sorumluluk kimde? Evlerinde oturan sizlerde mi?
Yapı sağlığı izleme: Teknolojinin rolü
Şu bir gerçek ki, mühendislik, bir sanat kadar teknolojiyi de içine alan bir alandır. Deprem öncesi, sırasıyla yapılan yapı denetimlerinin, günümüz yönetmeliklerine uygun şekilde yapılması gerekir. Bu anlamda, Bina Envanter ve Yapı Sağlığı İzleme Sistemler gibi uygulamalar önemli bir rol oynamaktadır. İzmir’deki birçok bina deprem sonrasında yapılan riskli yapı değerlendirme çalışmalarına alındı, ancak bunun bir şehirde standart hale gelmesi gerekir. Binaların deprem anında nasıl davranacağını önceden analiz edebilmek, yaşanacak can ve mal kaybını en aza indrmenn en etkili yolu olacaktır. İnşaat sektöründe daha fazla teknoloji kullanmalı ve mevcut binaların güçlendirilmesi için projeler geliştirilmelidir.
Gelecekte ne yapmalıyız?
Bu deprem, sadece İzmir’i değil, tüm Türkiye’yi etkileyen büyük bir ders oldu. Pek, gelecekte benzer felaketlere karşı ne yapmalıyız? Aslında, sorunun cevabı çok basit: Daha fazla mühendislik, daha fazla teknoloji ve daha fazla sorumluluk. Özellikle eski binaların güçlendirilmesi ya da dönüştürülmesi gerektiği açık. İzmirlilerin yaşadığı bu deneyim, "eski ama sağlam" binaların aslında her zaman güvenli olmadığını gösterdi. Bu nedenle, binaların güçlendirilmesi için yerel yönetimler ve devletin daha aktif adımlar atması şart.
Sonuç olarak…
İzmir depremi, bize acı bir ders verdi: Yapılar sadece taş ve beton yığınları değildir. Her yapı, içinde yaşayan insanları barındıran, onlara güvenli bir yuva sunan canlı bir organizmadır. Deprem gibi doğal afetler, yapıları test eden bir sınav gibidir. Bu nedenle, bir mühendis olarak bu konuda hepimizin üzerine düşen sorumluluklar var. Gelecekte benzer felaketlere daha az kayıpla karşılaşmak için, hep birlikte daha sağlam, güvenli ve akıllı yapılar inşa etmek zorundayız. Sadece mühendisler değil, her birey, her yönetici, her müteahhit bu sorumluluğu taşımak zorunda. Çünkü güvenli bir toplum, ancak sağlam temeller üzerine kurulabilir.
Ayça Aydın
İnşaat Mühendisi
@muhendsbrkadn