Hayatın akışı zamanla hızlandı, ama sokak lambalarının altında kalan yalnızlıklar hep aynı kaldı. Bir şehirde en çok yürüyen ayak izleri değil, en sessiz bakışlar iz bırakır. Hepimizin içinde biriken o tarifsiz duygular, bazen bir cümlede, bazen bir göz kırpışında kendini belli eder. Ama hep oradadır.
Gazetecilik, işte tam da burada başlar. Kalabalıklar arasında kaybolmuş bir gerçeği, bir gözlemi yakalayıp toplumun önüne koymak cesaret ister. O yüzden diyorum ki; habercilik sadece bir meslek değil, bir vicdan işidir. Hele ki bu ülkenin sokaklarında, kaldırımlarında büyümüşseniz, başka türlü bakamazsınız dünyaya.
Siyasetin gürültüsü, medyanın kırılgan dengeleri, dijital dünyanın suni gündemleri arasında gerçek insanların hikâyeleri çoğu zaman duyulmaz. Ama o hikâyeler vardır. Sessizdir. Bekler. Anlatacak birilerini arar.
İzmir’de Son Dakika’nın var olma sebebi de tam olarak budur. Çünkü biz, sokağın sesini duyarız. Çünkü biz, otobüs durağında sessizce bekleyen annenin gözlerinde, geçim derdiyle yüzü solmuş babanın omuzlarında neyin taşıdığını biliriz.
Bu şehirde doğan her haber, başka bir şehirde sadece bilgi olabilir. Ama bizde, o haber birinin hayatına dokunur. Bir kapı açar, bir yaraya su serper, bir hayale ışık tutar.
Bugün buradan yazarken, kalemimin ucuna değil; kalbimin derinliklerine bakıyorum. Çünkü biliyorum ki bir cümlenin vicdanı olmazsa, o cümle sadece yazıdır.
Bize düşen, yazıyı hayata çevirmek. Bize düşen, kelimeleri insanlaştırmak. Ve en önemlisi; ne olursa olsun susmamak. Çünkü sustuğumuzda, sadece kelimeler değil, insanlık da eksilir.
Kadir Barış
İzmir’de Son Dakika
Yönetim Kurulu Başkanı