Her şehirde sembol bir yapı veya sembol bir meydan vardır. Bu yapı ve meydanlar insanların buluşma noktaları olma özelliğini de taşırlar. İşte, İzmir'in de en sembol yapısı İzmir Saat Kulesi'dir. 365 gün boyunca insanların buluştukları ve fotoğraf çektirdikleri bu yapının tarihi bir özelliği de var. İzmir'de yaşayan ama İzmir'i yeteri kadar bilmeyen o kadar çok insan var ki... Belki bu yazıyı okuduktan sonra merakları daha fazla artar diye düşünüyorum.
İzmir Saat Kulesi, İzmir'de Osmanlı padişahı II. Abdülhamid'in tahta çıkışının 25. yıldönümünü kutlamak için 1901 yılında inşa edilmiş tarihi saat kulesidir ve o günden bugüne kadar İzmir'in simgesi haline gelmiştir. Konak Meydanı'ndaki İzmir Hükûmet Konağı, Kemeraltı Çarşısı girişi, Konak Yalı Camii ve İzmir Büyükşehir Belediyesi binası arasındaki alanda yer alır. 25 metre yüksekliğinde ve dört katlı olan kule, Sultan II. Abdülhamid döneminde inşa edilen Osmanlı vilayetlerinde aynı dönemde meydana getirilmiş birçok saat kulesinden birisidir. Ancak özgün mimarisi ve yapımında izlenen yöntem nedeniyle diğer saat kuleleri arasında özel bir yer edinmiştir. Osmanlı saat kuleleri içinde en estetik görünüşlü ve en zarifi olarak kabul edilir. Fransız mimar Raymond Charles Péré tarafından çizimi yapılan kulenin saatinin Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından hediye edildiğine dair kayıtlar vardır. Sultan Abdülhamid'in tahta çıkışının 25. yıl dönümü olan 1900'de cülûs yıl dönümü için tüm İmparatorlukta büyük kutlamalar organize edilmekte ve günün anısına kalıcı eserler yaratmak için çalışılmakta idi. Bu süreçte devrin İzmir Valisi Kamil Paşa, 1 Ağustos 1900 tarihinde yerel yöneticiler, mülkî ve askerî idareciler, memurlar ve şehrin ileri gelenleriyle bir toplantı gerçekleştirmiş, Sarı Kışla yakınında çeşmeli bir saat inşa edilmesi bu toplantıda kararlaştırılmıştır.
İnşaatı gerçekleştirmek üzere oluşturulan inşaat komisyonu, Fransız mimar Raymond Charles Péré'nin Arap mimarisi üslubunda hazırladığı Çeşmeli Saat Kulesinin tasarımını uygun buldu. Temel atma töreni 1 Eylül 1900'de Abdülhamid'in 24. cülus yıl dönümü kutlamaları sırasında yapıldı. Kulenin inşaatı 1901 yılı Ağustos ayı içinde genel hatlarıyla tamamlandı. Saatlerin tedarik edilmesi dahil diğer eksiklerin törenden sonra tamamlanmasına karar verildi ve açılış, Abdülhamid'in 25. cülus yıl dönümü olan 1 Eylül 1901'de yapıldı. Kulenin üzerine II. Abdülhamid'in iktidarını yansıtmak amacıyla çeşitli semboller yerleştirilmişti. Saatlerin hemen altında iki tarafta tuğra, iki tarafta Osmanlı arması vardı. Cumhuriyet devrine, Osmanlıları hatırlatan ve öven yazı, işaret ve sembollerin kaldırılmasına ait kanunun çıkmasından sonra arma ve tuğralar kazınmış, yerlerine ay yıldız yapılmıştır. Kule, 5,2 şiddetindeki 1974 İzmir depremi sırasında hasar aldı. Bu depremde saat kadranları üzerindeki son kat yıkılmış ve saat depremin oluş saati olan 02:04'te durdu. İki yıl içerisindeyse kule onarılmış ve saat tekrar çalışır vaziyete getirilmiştir. Saat, 2016 yılına kadar çalışır hâlde gelmiştir. 81 metrekare taban üzerine sekizgen şekilde ve dört basamaklı haç biçiminde mermer bir platform üzerine yapılan Saat Kulesi, 25 metre yüksekliğinde ve dört katlıdır. Kulenin platformu beyaz mermerden, diğer bölümleri ise kesme taştan yapılmıştır. Şadırvan anlayışında tasarlanmış dairesel esas etrafında dört çeşmesi vardır ve kolonlar Kuzey Afrika temasını taşır. Gövdenin dört tarafında, orta yerinde açılmış at nalı kemerli küçük nişli balkon görüntüsü veren unsurlar görülür. Bunun üzerinde, Doğu ve Batı yönlerinde birer Osmanlı arması, Kuzey ve Güney yönlerinde ise Sultan II. Abdülhamit'in tuğraları kabartma olarak yapılmıştır. Gövde, içleri beş kollu yıldızlarla doldurulmuş baklava dilimli kabartmalarla bezenmiştir. Gövdenin üst bölümü üç sıra mukarnasla genişletilmiş ve dış yüzüne dört adet 75 cm çapında saat konulmuştur.
Saat Kulesi, daim İzmir'in en önemli sembollerinden birisi olarak tarihteki yerini almıştır. Adeta yaşayan bir tarih olmuştur ve İzmir denilince akla ilk gelen yapı olma özelliğini korumuştur. Atatürk, İnönü, Bayar, Menderes gibi liderlerin İzmir’e gelişlerine, ilk gençlik aşklarındaki buluşmalara, İzmirlilerin randevularında bir araya gelişlerine vb. bir çok acı tatlı, güzel çirkin olaylara tanık olmuş ve bunları hâlâ belleğinde saklayan, yaşayan bir tarihtir.